ÖĞRETİCİ METİNLERDE METİN VE YAZAR İLİŞKİSİ

Öğretici Metin ve Yazar

Her metin az ya da çok metnin yazarı, sanatı ve edebi kişiliği hakkında okura bilgi ve fikir verir. Yazar yaşadığı dönemin sosyal, kültürel ve sanat hayatından etkilenir. Bu etki elbette ortaya koyduğu esere de yansımaktadır. İşte yazar ve metin arasındaki bu bağ öğretici metinlerde “metin ve yazar” başlığında incelenir. Öğretici metin türlerinden özellikle öznel ağırlıklı olanlarında bu ilişki daha belirgindir. Metin ve yazar ilişkisinin yoğun olduğu metin türleri şunlardır:

                              1. Otobiyografi

                             2. Günlük

                             3. Deneme

                             4. Anı (Hatıra)

                             5. Mektup (Name)

                              6. Fıkra (Köşe Yazısı)

                           

Bunların dışında kalan makale, eleştiri, gezi yazısı gibi bilimsel içerikli nesnel yazılarda metin ile yazar ilişkisi daha azdır. Bu metinlerden hareketle yazarın sanatı ve edebi kişiliği hakkında doğru ve açık bir bilgiye veya fikre ulaşılması oldukça zordur.

Bir Metinde Yazarın İzlerini Bulma

Öğretici metinlerde yazar, kişisel görüş ve izlenimlerini eserine yansıtır. Örneğin bir günlükten alınan aşağıdaki metne bir bakalım:

Ben, şiirle bir kuyumcu gibi didişen şairleri her sanatçıdan yeğ tutarım.

Yanılmıyorsam Hâşim, bu görüşü benimseyen ilk şairimizdir. Onun şiirlerini bir dörtgen, bir beşgen gibi hiçbir tarafından bozamazsınız. Hoş, divan ve hece şiiri de bu denli bir anlayışla meydana gelmiştir, ,denilebilir. Hatta denilse daha da iyi olur. Yalnız, Hâşim'in tek kelimesini oynatamamak karşılığında gazellerin, mesnevilerin, koşma ve kasidelerin beyit veya mısralarını istediğiniz kadar çoğaltabilir veya eksiltebilirsiniz.

Salah Birsel

Metinden yazarın sanatta mükemmeli aradığı ve kusursuz olana değer verdiğini anlıyoruz. Gerçekte Salah Birsel’in sanat anlayışı ile günlüğünde belirttiği bu görüş örtüşmektedir.

Bir metnin yazarının türlü yönleri ile tanınması metnin daha iyi anlaşılıp yorumlanmasını sağlayacaktır. Örneğin Yahya Kemal Beyatlı’nın İstanbul karşısındaki tutumunu, hayranlığını, bilmek yazarın eserlerini daha iyi anlamamızı sağlayacaktır.

Örnek:

…Türklüğe büyük hizmetler yapmış olanlar varsa, nasıl olur da bu özverili insanlara (Siz Türk Değilsiniz.) diyebiliriz. Gerçekte, atlarda soy - sop aramak gerekir, çünkü bütün üstünlükleri içgüdüye dayanan ve kalıtsal olan hayvanlarda ırkın büyük önemi vardır. İnsanlarda ise, ırkın sosyal güzel huylara hiçbir etkisi olmadığı için, soy - sop aramak doğru değildir. Bunun tersini kabul edersek, ülkemizdeki aydınların ve kutsal ülküler uğruna savaşanların birçoğunu gözden çıkarmak gerekecektir. Bu durum, yerinde olmadığından (Türküm!) diyen her bireyi Türk tanımaktan, yalnız Türklüğe el uzatan, kötülük edenler varsa cezalandırmaktan başka yol yoktur.

Ziya Gökalp

Metinden hareketle yazarın edebi kişiliği, sanatı ve hayatı hakkında az çok fikir edinilebilir.