METİN VE GELENEK İLİŞKİSİ

Olay Çevresinde Gelişen Edebi Metinlerde Gelenek

Metinde Geleneğin Özelliklerini Belirleme

Bir dönemde yazar ve şairler arasındaki edebi eserlerin oluşumunda dil – üslup, anlatım, konu – tema vb. yönlerden takınılan ortak tutuma gelenek denir. Gelenek bilinçli bir şekilde oluşmaz. Geleneğin oluşumuna etki eden birçok etmen vardır. Bunlardan en önemlisi zihniyettir. Önceki dönemler ve yeni edebiyat anlayışları da geleneğin oluşumunda etkilidir. Bazı dönemlerde yazar ve şairler bir araya gelerek ortak bir sanat anlayışı belirleyip eserlerini önceden belirlenen ortak kurallar ile yazma yoluna giderler. Buna gelenek değil edebi akım denir. Gelenek edebi akımların üzerindedir ve onları da kapsamaktadır.

Her edebi gelenek kendinden önceki gelenekten etkilenir ve kendinden sonraki gelenekleri etkiler.

Metinde Geleneğin Belirlenmesi

Bir edebi eserde geleneği belirlemek için metin dil, tema ve sanatsal amaç yönünden incelenir.

Edebiyatımızda Başlıca Edebi Gelenekler ve Özellikleri

Halk Edebiyatı Geleneği: Bu edebi gelenekte dil sadedir. Anlatılarda en çok aşk teması kullanılır. Bunun yanı sıra kahramanlık, gurbet gibi temalar da işlenir. Birçok eserde yanlış gelenek, örf ve adetler eleştirildiği için sanat toplum içindir anlayışı hakimdir.

Eski Türk Edebiyatı (Klasik Edb.) Geleneği: Eski edebiyatımızda dil ağırdır. Daha çok şiir alanında gelişme olmuştur. Anlatmaya bağlı metinler mesnevi biçiminde kaleme alınmıştır. Daha çok insan ve onun dünyadaki yeri ve önemi temaları işlenmiş. Tasavvuf anlatılmıştır. Sanat Sanat içindir anlayışı hakimdir.

Tanzimat Edebiyatı Geleneği: Bu edebi gelenek Batı edebiyatının tanınması ile başlar. Roman, Hikaye(Çağdaş) gibi türler ilk defa denenir. Tiyatro türünde ilk eser bu dönemde verilir. Eski geleneğimiz ile Batı geleneği kaynaştırılır. Dil ağırdır; fakat eski geleneğe göre biraz daha sadedir. Hak, adalet, eşitlik, özgürlük gibi temalar ilk defa işlenir. Sanat toplum içindir anlayışı hakimdir.

Milli Edebiyat Geleneği: Edebiyatımızda dilde sadeleşmenin en yaygın ve hızlı olduğu dönemdir. Edebi eserlerde öz Türkçe kelimeler kullanmaya özen gösterilir. Konu ve tema halk edebiyatından seçilir. İlk defa Anadolu insanı ve coğrafyası edebi eserlere konu olur. Sanat toplum içindir anlayışı hakimdir. Milli değerler vurgulanır.

Cumhuriyet Edebiyatı Geleneği: Dil sadedir. Cumhuriyet ve Atatürk İlke ve İnkılapları edebi eserlere konu edilir. Bunun yanı sıra günlük hayat edebiyata yansır. Edebi eserlerde çağdaşlaşma, eğitim, aydınlanma gibi unsurlara vurgu yapılır. Doğa ve insan gerçek anlamda ilk defa betimlenir. Edebi eserlerde olaylar gerçekçidir. Sanat toplum içindir anlayışı hakimdir.

Not: Serveti Fünun, Fecri Ati birer gelenek değil edebi akımdır.

Örnek:

Hişt hişt.

-Benim de kulağıma bir hışırtı gelir amma, dedi, ne taraftan gelir? Zati bu sırada şu kulağım ağırlaştı.

-Bir yıkatmak dedim, benim de geçenlerde ağırlaşmıştı...

-Yıkattın mı?

-Yıkatmadım, hacet kalmadı, doktora gittim. Alıverdi; pislikmiş.

-Çocuklar nasıl? diye sordum.

-İyiler, dedi. Dokuzdu sekiz kaldı. Biliyorsun dokuzuncunun macerasını ya...

-Sus, sus, dedim. Yürekler acısı. Haydi Allaha ısmarladık!

-Haydi güle güle. Biraz uzaklaşınca :

-Hişt hişt.

Bu sefer yakaladım. Bahçıvandı. Oydu oydu.

-Hadi, hadi, yakaladım bu sefer seni, dedim.

-Yok vallahi, dedi, vallahi daha kesmedim bakla, senden ne diye saklayayım, parasıyla değil

mi?

-Sen değil misin hişt hişt diyen?

-Ben de duyarım bir ses, amma bulamam nereden gelir?

Nereden gelirse gelsin; dağlardan, kuşlardan, denizden, insandan, hayvandan, ottan, böcek¬ten, çiçekten. Gelsin de nereden gelirse gelsin!.. Bir hişt hişt sesi gelmedi mi fena. Geldikten sonra yaşasın çiçekler, böcekler, insanoğulları...

-Hişt hişt.

-Hişt hişt.

-Hişt hişt.

Sait Faik Abasıyanık

Yukarıdaki metin Cumhuriyet Dönemi hikaye geleneğine bağlıdır. Hikaye bir durum hikayesidir.

Metinde geleneğin özellikleri şöyledir:

1-             Dil sadededir. İfadeler süsten uzaktır. Yazar olay anlatımından çok betimleme yapmıştır.

2-             Konu günlük hayattan alınmıştır. Yazar insan ve doğa arasındaki ilişkiye vurgu yapar. Hikayenin teması doğa ve insanın birbirine muhtaç olduğudur.

Hikayede sanat amacı güdülmüş yazı estetik bir kaygı ile oluşturulmuştur.