MEDDAH GELENEĞİ
Meddah nedir? Meddah Özellikleri, Meddah Hikayeleri
Meddah Hakkında Bilgi
İslami Türk Edebiyatı devrinde yüksek zümre sanatkarları tiyatro eserleri yazmadılar. Günlük hayatımızda da Batı Dünyasında Eski Yunandan beri görüldüğü gibi, zengin bir tiyatro geleneği ve bir tiyatro edebiyatı oluşmadı. Buna karşılık halk toplulukları arasında hatta saray hayatında, hikaye ihtiyacı gibi insani bir ihtiyaç olan seyretme ihtiyacını karşılayacak hareketler yapılıyordu. Mesela halk toplulukları karşısında hikayeler anlatarak, tek başlarına zengin ve taklitli bir tiyatro oynayan meddahlar, halkın görgüye, düşünceye hatta harekete dayanan; mizah ve oyunculuk yeteneği ile zengin bir tiyatro ihtiyacını başarı ile karşılıyordu.
Meddahlar bilhassa Osmanlı İmparatorluğu içinde yaşayan Arap, Acem, Arnavut, Kürt, Laz, Rum, Ermeni, Yahudi vb. zümrelerinin bu topluluk içindeki hayatlarını, ve tipik taraflarını kuvvetle karikatürize ediyorlardı. Onları her hangi bir olay etrafında toplayıp konuşturarak, özellikle Türkçeyi telaffuz ederken düştükleri tuhaflıkları sahneye getirip kuvvetli tipler yaratma hünerleri gösteriyorlardı. Meddahlar ayni zamanda bir gün kurulması kaçınılmaz Türk Sahnesi’nin ne gibi yerli ve milli unsurlardan oluşturulabileceğine dair kuvvetli fikir verecek bir zemin hazırlıyordu. Karagöz’ün ve Ortaoyunu’nun da rol aldığı bu çizgilerde meddah geleneğinin bize miras bıraktığı bir hakikat de şudur ki, zeki Türk halkı, kendi adet ve ananelerini, inanış ve yaşayışını, kendi Türkçesini, kısaca kendi hayat düzenini, üstün ve tabii buluyor ve bütün bu hususlarda kendine benzemeyenlere tam bir mizah ve sanat çizgisi içinde dikkat ediyordu.
Meddah Geleneğinin Özellikleri
1-Sahneye (Meydan) çıkarak acıklı, güldürücü veya ders verici türlü hikayeler anlatıp taklitler yapan halk anlatıcısına “meddah” denir.
2-Meddah tüm oyunlarda, anlatılarda tek başına görev alır.
3-Meddah oyunları tuluata dayanır. Meddah çevresini gözlemleyerek, araştırıp inceleyerek dağarcığını zenginleştirir.
4-Meddah oyunlarda teşbih, tabure, mendil, baston gibi araçları kullanır.
5-Oyunlarda anlatılan hikayelerin çoğu günlük hayattan alınmadır.
6-Meddah komik hikayeler anlatarak, taklitler yaparak( şive ve karakter taklidi) halkı güldürür.
7-Meddahların çoğu aynı zamanda ortaoyunu oyuncusudur.
Örnek:
Ali Askar Ağa’nın Bursa Seyahati
Ali Askar (Acem) — Bana bah, Sururi Efendi. Davullar ki çalınır ne vardır gardaş? Düğün vardır.
Sururi— Valla bilmiyorum Ali Askar. Bir kere sorduralım. Garson!..
Garson (Bursalı göçmen) — Efendim?
Sururi— Bak davullar çalınıyor oğlum, şu nedir, öğreniver.
Garson— Efendi dayı, pınar başında pehlivan güreşi var da o nişten (için, o yüzden) çalıyorlar.
Sururi— Ali Askar, pehlivan güreşi varmış, pınar başında. İran'da pehlivan var mıdır ve İran halkının ne dereceye kadar pehlivanlığa merakı vardır?
Ali Askar — Sururi Efendi, sararaten yalan danışmaram. İran'da her kişi pehlivandır, hatta özüm de pehlivanam ha.
Sururi— Maşallah.
Ali Askar — Beli!..
Sururi— Öyleyse gidelim de seninle Türk aslanlarını seyredelim.
Ali Askar — Gidelim, men çok nice severem pehlivan güreşi.
Bir Ses — (Anlarlar.) Pınar başında.
Sururi— Ali Askar Ağa.
Ali Askar — Ne vardır, Hacı Sururi Efendi?
Sururi— Bak bu ufak pehlivanlara, bunlara deste güreşi derler.
Ali Askar — Beli, o destler Tehran'da da vardır.
Sururi— Hah, bak şimdi daha büyükleri çıktı. Bunlara küçük orta derler.
Ali Askar — Bilirem ağam, küçük ortayı da bilirem.
Sururi— Dikkat et, başpehlivanlar çıkıyor. Bak gördün mü, sarı pehlivanı, sarı bıyıklıyı?
Ali Askar — Görmüşem.
Sururi— O kim biliyor musun?
Ali Askar — Yoh, bilmirem.
Sururi— Ona meşhur, Mihaliçli Hasan pehlivan, derler. Onun daha kolunu bükecek, kainata kimse gelmemiştir. O karayağız olan da inkayalı İbram Pehlivan.
…