Tanzimat Dönemi Tiyatro Örnekleri

Tanzimat Dönemi Göstermeye Bağlı Edebi Metinler

Tiyatronun Türk kültür ve edebiyatında en eski çağlardan beri var olduğu bilinmektedir. Elimizde, özellikle halk arasında birtakım ilgi çekici maceraların, doğa olaylarının, dini inanışların oyun olarak sergilendiğine dair tarihi bilgiler bulunmaktadır. Bugün hala düğün, bayram, baharın gelişi, bağ bozumu gibi zamanlarda oynanan köy seyirlik oyunlarının kaynağı çok eskilere dayanmaktadır.

Diğer edebi türler gibi tiyatro da insanın doğal bir ihtiyacıdır ve her toplumda mutlaka vardır. İlk çağlarda insanların mağara duvarlarına resmettiği av maceralarını oyun olarak canlandırdığını düşünebiliriz.  Bunun gibi Türk halk geleneğinde bilinen Göktürk devrinde Ergenekon’dan çıkış gününü anlatan “Demir Dövme” töreni de bir dini – kültürel ayin olmakla birlikte aslında bir tiyatro gösterisidir.

Bu eski dönemlerde az veya çok bir tiyatro kültür ve edebiyatının var olduğunu kabul etsek de bu dönemlere ait elimizde yazılı bir eser bulunmamaktadır.

Tanzimat’tan Önce Türk Tiyatrosu

Tanzimat dönemi Türk edebiyatı ile gelişip yaygınlaşan Çağdaş Türk tiyatrosu önceleri özellikle komedi türünde halk arasında varlığın sürdürmekteydi. Daha bu devirden önce halk arasında Karagöz – Hacivat, Orta Oyunu, Meddah ve Köy Seyirli Oyunları gibi türlü oyunların canlandırıldığı bilinmektedir. Bu oyunlarda günlük hayat, komşuluk ilişkileri, iş – meslek gibi konular işlenir; türlü komik hikayeler anlatılarak, şive taklitleri yapılarak, okumuş – cahil; köylü – şehirli gibi sınıfsal ayrımlar vurgulanarak seyirci güldürülürdü. Bu oyunlarda halkın rahat şekilde anlayacağı günlük konuşma dili kullanılırdı. Oyuncular halk arasında tecrübe ile kendini yetiştirmiş sıradan kimselerdi. Bu oyunlar düğün, sünnet, bayram gibi önemli günlerde halk meydanında ve saray çevresinde de oynanırdı. Bu dönem oyunları tuluata dayalıdır(doğaçlama). Belli bir yazılı metinleri yoktur.

Not: Klasik Türk edebiyatında (Divan Edebiyatı) tiyatro türü, dini – kültürel anlayış nedeni ile fazla önemsenmemiştir.

Örnek:

Tanzimat Dönemi Türk Tiyatrosu

Batı ile kurulan münasebet neticesinde birçok türde olduğu gibi tiyatro türünde de bir gelişme görülür. Batı tiyatrosu ilkin saray çevresinde ilgi görmüştür. Özellikle Batı kültürünü yakından tanıma fırsatı bulan Sultan Abdülmecit zamanında tiyatroyu büyük önem verilmiştir. Klasik tiyatro kültürümüzde belli bir sahne ve tiyatro binası yoktur. Bu dönemde ilk öncelikli ihtiyaç çeviri ve uyarlama yolu ile tanıtılan oyunların oynanacağı binaların yapımı olmuştur. Bu amaç doğrultusunda önce Fransız Tiyatrosu sonra İtalyan bir canbaz tarafında, daha sonra ismi Naum Tiyatrosu olarak değiştirilen, Bosko Tiyatrosu açılmıştır. Görüldüğü üzere Tanzimat devrinde tiyatro oyunları ilkin yabancılar tarafından sergilenmiştir. Oyunların tamamen yabancı dillerde veya Ermeni oyuncular tarafından şiveli bir lisan ile sergilenmesine rağmen büyük ilgi görmesi tiyatroya daha çok önem verilmesini sağlamıştır. Sonraları yerli oyunlara duyulan ihtiyaç iyice artmıştır. Bu sebeple sarayın destek ve isteği ile Şinasi Efendi Batılı anlamda ilk tiyatro eserimiz olarak kabul edilen ‘Şair Evlenmesi’ni yazmıştır.

Şinasi’den önce Batı tarzı bazı tiyatro oyunlarının yazıldığı bilinmektedir; fakat oyunların yazıldığı dönemde oynanmaması ve devrin tiyatro anlayışına bir katkı sağlayamamaları nedeni ile Çağdaş Türk Tiyatrosunun Şinasi Efendi ile başladığı kabul edilmektedir.

Not:İlk yerli tiyatro binamız Gedik Paşa (Tiyatro-yı Osmânî ) tiyatrosu olarak bilinir. Tiyatro Güllü Agob isimli bir Ermeni tarafından yönetilmiş ve Tanzimat devrinde Türk tiyatrosunun gelişmesi ve yaygınlaşmasında büyük bir işlev görmüştür.

Elbette Batı tarzı Türk tiyatrosunun gelişip yaygınlaşmasında Şinasi Efendi ve Şair Evlenmesi sadece bir başlangıç olmuştur. Zira Şair Evlenmesi üslup ve sahne tekniği açısından zayıf bir eserdir. Bu eserde Klasik Türk tiyatrosu ile çağdaş tiyatro anlayışının birleştirildiği görülür. Şair Evlenmesi gibi dönemi için başarılı görülen Namık Kemal’in Vatan Yahut Silistre, Zavallı Çocuk gibi eserleri de plan ve teknik olarak zayıf dahi olsalar konunun ilgi çekici olması ve döneminde yeni bir tür olmaları yönü ile başarılı olarak görülmüştür.

Örnek:

Şair Evlenmesi

Ebullaklaka — Hayır, sana nikâh ettiğim büyük kızdır.

Müştak Bey— Değildir.

Ebullaklaka — Vay! Sen beni de yalancı çıkarıyorsun haa? Bu ne yüzsüzlüktür!..

Batak Ese— Efendi, biliyo musunuz ki ben bunun daha bilmem nelerini bilürün... Durun size deyivereyin: Ben bekçi olduğumdan içün geceleri mahallede dolanurken buna çat pat çak sokak ortasında ırast geliyorun. Bir kere kendiceğine nereden geliyosun diye soracak oldum, bana ne garþuluk verse eyü, taratordan (tiyatro) geliyon, demesün mü? Bu beni masharalığa alma değül de ne demektir? Bakın þu ahmağa!..

Müştak Bey— Vay ferasetli adam vay!..

Batak Ese— Feres atlı adam sensin. Terbiyesiz, bana kotu laf söyleyip durma. şimdi sana kotu laf demeyü gösterürün!..

Ebullaklaka — Bu herif hem edepsiz hem deli.

Batak Ese— Benim aklıma kalırsa hem hapishaneye koymalı hem tımarhaneye.

Ebullaklaka — Bana danıþırsanız her þeyden evvel edepsiz ilamını alalım da bir daha mahallede oturtmayalım. Artık (onu) istemeyiz.

Mahalleli — İstemeyüz!..

(Eserin teması “görücü usulü” evliliktir. Metinde görüldüğü üzere kahramanlar orta oyunundaki tiplere benzemektedir. Dil devrine ve diğer türlere göre çok daha sadedir.)

Tanzimat döneminin önemli bir tiyatro yazarı da Ali Bey’dir(Direktör)Ali Bey yabancı tiyatrolarda oynanan eserlerden ve şiveli konuşmalardan rahatsız olarak yerli oyunların yazılması ve yerli oyuncuların yetiştirilmesi gerektiğini savunmuştur. Kendisi telif derecesine varan uyarlamalar yapmıştır. Tiyatronun lisan ve sahne tekniği olarak gelişmesini sağlamıştır. (Bkz. Ayyar Hamza)

Örnek:

Çıngırak

İKİNCİ PERDE

(Sahne aynı kamera)

Birinci Meclis

Abdi, sonra Naciye

Abdi: Ey herşeyi aldım, daha gelen giden yok, Şahende Hanım da meydanda yok, (kapı çalınır) Kapı çalınıyor acaba kim (gider, gelir) Eyvah hanımefendi geldi.

Naciye: Abdi kapı niçin geç açıldı?

Abdi: Efendim ortalığı düzelttim de geç kaldım.

Naciye: Beyefendi nerede?

Abdi: Beyefendi mi, şey (kendi) şimdi ne demeli (aşikar) efendim beyefendi çamlıca'ya helva sohbetine davet etmişler, oraya gitti (kendi) bu dolmayı yutarsa iyi

Naciye: Ya demek beyefendi bu akşam çamlıca'da öyle mi?

Abdi: Evet, lakin Boğaziçine gitmediniz mi?

Naciye: Vapuru kaçırdım gidemedim. Gülfişan, Sadık nerede?

Tanzimat tiyatrosunun bir diğer önemli edibi de Namık Kemal’dir. Eserlerinde toplumsal faydayı ön plandadır. Vatan Yahut Silistre adlı eserinde Vatan Sevgisi temasını işlemiştir. Tiyatro eserlerinde de şiirlerinde olduğu gibi coşkulu bir üslup kullanmıştır. Özellikle Magosa adasında sürgünde iken yazmış olduğu Akif Bey, Gülnihal, Zavallı Çocuk piyesleri ile Türk Tiyatrosuna büyük hizmetlerde bulunmuştur.

Örnek:

Bir diğer oda

Üçüncü Meclis

Şefika Hanım Hanım — Tahire Hanım

Şefika Hanım — Nineciğim!

Tahire Hanım— Nedir kızım?

Şefika Hanım — izin verir misiniz, gönlümü açayım da içinde olan esrarı önünüze dökeyim?

Tahire Hanım— Kız nasıl esrar? Söyle bakayım?

Şefika Hanım — Darılmayacağınıza yemin edin, söyleyeyim.

Tahire Hanım— Kız vallahi darılmam, söyle! Beni yürek çarpıntısına uğratacaksın.

Şefika Hanım — Siz bey babamın yanında söylediğim lakırtılara inandınız mı?

Tahire Hanım— Niçin inanmayayım? Yalan mı söyledin?

Şefika Hanım — Evet.

Tahire Hanım— Niçin?

Şefika Hanım — Babamdan utandım, ninemin hatırını saydım da onun için.

Tahire Hanım— Babandan utanmasan, benim hatırımı saymasan yalan söylemeyecek de ne diyecektin?

Şefika Hanım — şimdi söyleyeceğim lakırtıyı söyleyecektim nineciğim: Seviyorum.

Tahire Hanım— Kimi?

Şefika Hanım — Atâ Beyi.

Tahire Hanım— Kız, sen çıldırdın mı? O nasıl lakırtı? şimdi “O benim kardeþim.” diyordun.

Ne kadar da temkinli yalan söylüyor. On dört yaþında çocuğun ağzında sevmek lakırtısı ne geziyor?

Yarabbi! Ne söyleyeceğimi de þaþırdım. Yok, yok! Ağlama kızım! Gel bakayım! Gel seninle güzel güzel lakırtı edelim de hepsine bir çare buluruz. O bir hevestir kızım, geçer geçer.

Tanzimat döneminde, tiyatronun edebiyatımıza çeviri ve uyarlama eserler yolu ile girdiğini söylemiştik. Özellikle uyarlama(adapte) yolu ile Moliere’in 16 eserini edebiyatımıza kazandıran Ahmet Vefik Paşa da Tanzimat döneminin önemli bir tiyatro yazarıdır. Onun uyarlamalardaki başarısı tiyatronun halk arasında yayılmasını ve sevilmesini sağlamıştır. Bursa valiliği zamanında burada kurduğu tiyatro topluluğu ve oynattığı oyunlar ile tiyatronun İstanbul ve İzmir dışında Bursa’da tanınmasını sağlamıştır.

Örnek:

Zoraki Tabip

1. Perde

       Selime kocasından öç almak için düşünürken koruya efendilerinin hasta kızları için hekim arayan Korkut ve Hikmet’le karşılaşır. Kocasını usta bir hekim olarak tanıtır. Yalnız İvaz’ın hekim olduğunu kolay kolay söylemediğini bu sebeple gerekirse onu dövmeleri gerektiğini belirtir. İvaz’ın usta bir hekim olduğunu ispat etmek içinde onun altı ay kadar önce gömülmek üzere olan bir kadını dirilttiğini ve üç hafta önce kuleden düşen ve her tarafı kırılan komşusunun oğlunu iyileştirdiğini söyler.

Not: Tanzimat’ın ikinci döneminde istibdat(sıkıyönetim) nedeni ile tiyatrolar sosyal temalardan uzaklaşmıştır. Birçok oyunun sahnelenmesine izin verilmemiş veya sahnelenen oyunlar nedeni ile yazarlara baskı kurulmuştur. Bu gibi nedenlerle tiyatro oyunları sadece okunmak için yazılmaya başlanmıştır.

Tanzimat Dönemi Tiyatrosunun Özellikleri

-         Çağdaş (Batılı) anlamda ilk tiyatro eserleri Tanzimat döneminde yazılmıştır. (ŞairEvlenmesi)

-         Tanzimat döneminde ilk tiyatro eserleri çeviri ve uyarlamalardır. İlk telif eser Şair Evlenmesi’dir.

-         Bu dönem oyunları sahnelenme tekniği açısında zayıftır.

-         Tanzimat’ın birinci döneminde oyunlarda toplumsal fayda ön plandadır; ikinci dönemde ise sanatsal kaygı ön plana geçmiştir.

-         Tanzimat dönemi tiyatro eserlerinde Klasik Türk tiyatrosunun etkileri görülür.

-         Tanzimat dönemi edebi ürünlerinden dil açısından en sadesi tiyatrodur.

-         Bu dönemde bir sahnede oynanan ilk oyun Vatan Yahut Silistre’dir.

-         Eserlerde görücü usulü evlilik, aşk, doğa, vatan sevgisi, iyi – kötü çatışması gibi temalar işlenmiştir.

-         İlk tarihi oyun Namık Kemal’in yazdığı Celalettin Harzemşah’tır.

-         İlk çeviri tiyatro eseri Ahmet Vefik Paşanın Zor Nikah (Moliere) adlı eseridir.

-         Tanzimat döneminde eserlerde klasik tiyatro kültürümüzden gelen komedi unsurları kullanılmıştır.

Tanzimat Dönemi Tiyatro Örnekleri

akif bey tiyatroAkif Bey: Namık Kemal’in aşk temalı beş perdelik bir dramıdır. Eserde yanlış bir kadını ile evli ve ona aşık olan bir deniz subayının hikayesi anlatılmaktadır. Akif Bey vatansever bir insandır. Tek arzusu vatan için savaşmak ve şehit olmaktır. Harbe katılır. Kendisini sevmeyen karısı bir oyun tertipler. Akif Beyin öldüğü haberini yayar. Esas amacı ondan boşanabilmektir. Biz zaman sonra Akif Bey eve döner bu esnada karısı bir başkası ile evlenmek üzeredir…

cok bilen cok yanilir tiyatroÇok Bilen Çok Yanılır: Recaizade Mahmut Ekrem tarafından yazılan bu oyunda bir kaymakam ile kadı’nın siyasi mücadelesi anlatılır. Çıkarcı ve kıskanç birisi olan kadı kaymakamı çekemez. Ona kötülük yapmak niyeti ile bir oyun tertip eder; fakat kendi kazdığı kuyuya düşer.

Zor Nikah: Moliere’in “Le Mariage Forcé” adlı eserinin Ahmet Vefik Paşa tarafından uyarlaması olan bu eserde yaşı elliyi geçmiş bir adamın kendisinden oldukça küçük bir kadınla evlenmek istemesi anlatılmaktadır. İvaz Ağa bu evlilik için türlü kişilere danışır; ama olumlu bir cevap alamaz…

Eyvah: Ahmet Mithat’ın çok evliliği eleştirdiği bir oyunudur. Eserde iki kadın ile evli olan Meftun Beyin hikayesi anlatılır. Meftun Bey iki kadınla evlidir ve bu kadınların birbirinden haberi yoktur. Meftun Beyin kıskanç karılarından durumu gizlemek için gösterdiği çaba boşa çıkar…

fintenFinten: Abdülhak Hamit Tarhan’ın bu oyununda Finten isimli  alt tabaka hovarda bir kadının soylular sınıfına katılma macerası anlatılmaktadır. Finten bu amaçla o sıralarda Avusturalya’da olan kocasını öldürmesini emreder. Kendisi de soylu bir lord ile aşk yaşamaktadır. Karnındaki çocuğun bu lord’dan olduğunu iddia eder. Onunla evlenmek ister. Türlü oyunlar düzenler; fakat muvaffak olamaz…

Tanzimat Dönemi Tiyatro Yazarları ve Eserleri:

Şinasi Efendi: Şair Evlenmesi

Namık Kemal: Vatan Yahut Silistire, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Celaleddin Harzemşah, Kara Belâ

Abdülhak Hamit Tarhan: Macera-yı Aşk, İçli Kız,  Finten,  Duhter-i Hindû, Tarık , İbn-i Musa, Sabr ü Sebat(Mensur); Eşber, Hakan, İlhan, Nazife, Tayflar Geçidi, Nesteren (hece), Tezer, Liberte (hece), Turhan, Yadigâr-ı Harp(Manzum – mensur karışık)

Recaizade Mahmut Ekrem: Afife Anjelik, Atala, Vuslat, Çok Bilen Çok Yanılır

Muallim Naci: Heder

Samipaşazade Sezai: Şir

Şemsettin Sami: Besa yahut Ahde Vefa, Seydi Yahya

Ahmet Vefik Paşa: On altı edet Moliere eserini çevirmiştir. Kocalar Mektebi, İnfiâl-i Aşk, Kadınlar Mektebi, Dudukuşları, Tartüf, Don Civani, Adamcıl, Yorgaki Dandini, Okumuş Kadınlar, Tabib-i Aşk Meraki, Zoraki Tabip, Dekbazlık, Azarya, Zor Nikâh

Ahmet Mithat Efendi: Eyvah, Açıkbaş, Çerkez Özdenler