Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı Şiir

Tanzimat’ta Şiir

Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatında yenileşmenin en zor olduğu üzerinde en çok deneme ve yenilik yapılan alan şiir olmuştur. Zira Klasik Türk Edebiyatının en başarılı olduğu tür şiirdir. Divan şiiri yazılıp söylenmeye başladığı 15. Yüzyıldan 19. Asra kadar birçok ilerleme kaydetmiş; bu kültür ve edebiyata bağlı pek çok usta şair yetişmiş; birçok eser yazılmıştır. Tanzimat döneminde de etkisini sürdüren bu edebiyat geleneğinin terkedilmesi, yeni şiir anlayışının benimsenip uygulanması kolay olmamıştır. Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal gibi ilk dönem yazarlarının Batı şiirini tanıması ile Divan şiiri zaman içinde eski söyleyiş gücünü kaybetmiş yeni edebiyatın karşısında ahengini yitirmiş, mazmunlarla yüklü, hayale bağlı soyut bir edebiyat olarak görülmüştür.

tanzimat siirNot:Encümenişuara(Şairler kurulu) bu dönemde eski şiir anlayışına bağlı şairlerden oluşan bir topluluktur. Bu taplulukta Leskofçalı Galip Bey, Hersekli Arif Hikmet Bey, Osman Şems Efendi, Lebib Efendi, Kazım Paşa, Halet Bey ve Tanzimat şairlerinden Ziya Paşa ve Namık Kemal bulunur.

Tanzimat Edebiyatının hazırlık döneminde Fransız edebiyatından yaptığı şiir çevirileri ile( İlahi, Münacat, Eşek ile Tilki, Arzı Muhabbet) bu türde yenileşme girişimlerini başlatan kişi Şinasi olmuştur. Onun Fransa’ya gitmeden önce yazdığı kasideler ile buradan döndükten sonra yazdığı kasideleri arasında belirgin bir fark vardır.

Örnek:

(Eski anlayış ile yazılan şiiri… “Bir Musavvirin Zevcesine”)

Acep nûr-ı cemâlin mi yâhûd hüsn-i hisâlin mi

Dil-i ehl-i temâşâya eden fikr-i münîr ilhâm

 

(Yeni anlayış ile yazılan şiiri…)

Rûm’a bir Avrupalı büt vereli revnâk ü şan

Reşk-i iklîm-i Firenk olmadadır Türkistan

(Firenk: Fransız)

Şinasi’nin etkisi ile aynı değişim Namık Kemal’de de görülür.

Örnek:

Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet

Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten

Görüldüğü üzere Batı edebiyatı ile tanışan Tanzimat şairleri onun etkisinde kalarak düz yazı türlerde olduğu gibi şiirde de bir yenileşme başlatmıştır. Fakat eski şiirin güçlü tesiri nedeni ili bu yenileşme önceleri sadece içerikte yapılabilmiştir. Tanzimat’ın her alanında gördüğümüz eski ile yeninin yan yana oluşu şiirde de görülür. Tanzimat’ın ilk döneminde eski nazım biçimleri ile yeni temalar işlenir.

Not:Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatında ilk şiir çevirisi Şinasi’nin Tercümei Manzume adlı eseridir.

Tanzimat Dönemi Türk Şiiri Şekil Özellikleri

Yukarıda da söylendiği gibi Tanzimat döneminde yeni temalar eski nazım biçimi ile söylenmiştir. Bu nazım biçimleri Eski Türk Şiirinde en yaygın olan kaside, gazel, kıt’a, tercii bent ve terkibi bentlerdir. Tanzimat sanatçıları eski nazım biçimlerine bağlı kalsalar da yeniyi denemekten uzak durmamışlar, eski nazım biçimlerinde az da olsa değişiklik yapmışlardır.

Örnek:

(Kıt’a Nazım Biçimi ile…)

İşitip Gördüceğimsin cana

Deştde ebrde her subh u mesa

Gösterir suretinin aksini ma

Bana savtın getirir  badı saba

 

Olsa habide kaçan kim alem

Ruzgar estiğini guş etsem

Sanırım gizli fısıldarsın o dem

Guşuma bazı kelamı mahrem

Şinasi

Bakınız:Hürriyet Kasidesi / Namık Kemal

 

Tanzimat Dönemi Türk Şiiri Ahenk (Ölçü, Kafiye)

Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatında nazım biçimlerinde olduğu gibi ölçüde de Divan şiirine bağlı kalınmıştır. Tanzimat sanatçıları ilk dönem şiirlerini aruz ölçüsü ile yazmıştır. Dilde sadeleşme düşüncesini savunan Tanzimat sanatçıları düz yazı gibi şiiri de günlük konuşma diline yaklaştırmayı hedeflemişlerdi. Bu düşüncenin önündeki en büyük engel olarak da aruz ölçüsü görüldü. Bu amaçla hece ile şiir yazmayı ilk deneyen Namık Kemal oldu.

Örnek:

Geceyi görenler zanneder güya

Kara kan dalgalı bir ulu derya

Kırları dağları içine almış

Kabarmış kabarmış da dona kalmış

 

Tanzimat’ta ölçü konusunda en çok çalışmayı Abdülhak Hamit Tarhan ve Recaizade Mahmut Ekrem yapmıştır. Abdülhak Hamit T. Edebi eserlerinde aruzun her kalıbını dener. Vezin yönü ile Serveti Fünun sanatçılarına örnek olur. Bu dönemde tiyatro eserlerinde hem heceyi hem aruzu kullanır.

Tanzimat Dönemi Türk Şiiri Tema Konu

Tanzimat şiirinde yenileşme ilk konu olarak görülür. Şinasi’nin gazete aracılığıyla halka tanıttığı hak, adalet, eşitlik gibi temalara Namık Kemal vatan sevgisi, hürriyet temalarını da ekleyerek şiirlerinde kullanır. Ziya Paşa din, felsefe, kainat ve bunlar karşısında insanın bakışı hakkında yeni görüşleri şiirde dile getirir. Tanzimat’ın ikinci dönem şairleri ise bireysel konulara yönelir. Şiirin konusu genişletilir. Güzel olan her şeyin şiire konu olabileceği anlayışı gelişir. İkinci dönemde özellikle Abdülhak Hamit ve Recaizade’nin etkisi ile şiirde romantizm etkili olur.

Konular:

Toplumsal Konular: Hak, adalet, eşitlik, özgürlük, vatan sevgisi

Bireysel Temalar: Aşk, ölüm, özlem, ayrılık…

Tabiat (Doğa)

Felsefe (Doğa karşısında insan…)

Örnek:

(Makber: Abdülhak Hamit Tarhan’ın ölen eşi Fatma hanım için yazmış olduğu şiirdir. Şiirde ölüm teması işlenir.)

Eyvâh! .. Ne yer, ne yâr kaldı,

Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı.

Şimdi buradaydı gitti elden,

Gitti ebede gelip ezelden.

 

Ben gittim o hâksâr kaldı,

Bir kûşede târumâr kaldı.

Bâkî o, enîs–i dilden eyvâh!

Beyrût’ta bir mezâr kaldı.

(Köylü Kızların Şarkısı: Muallim Naci tarafından yazılmıştır. Edebiyatımızda yazılmış ilk köy şiiridir.)

Tepeden iniyor bakın

Şu kızın nişanlısı şanlıdır

Yaradan nazardan esirgesin

Koca dağ delikanlıdır

 

Fese bak fese ne güzel de al

Ne de hoş belindeki morlu şal

Demedim ya ben sana bak da al

O kadar da bakma ziyanlıdır

(Validem: Abdülhak Hamit Tarhan tarafından yazılmıştır. Edebiyat tarihimizde serbest nazım biçimi ile yazılan ilk şiirimizdir.)

Validem ümmiyeydi, ümmiyenin

Var idi ezberinde birçok ilim. (...)

Son zamanlar alil olan gözünün

Gördüğü bir hayal idi ancak

Ameliyyatı istemez, sevmez,

Der idi daima; "Ne görmek için?"

(Sahra: Abdülhak Hamit Tarhan tarafından yazılmıştır. Tanzimat’ta yazılan ilk pastoral şiirdir.)

Bir zamanlar karargâhım idi

Bedeviler gibi beyâbanlar;

Buna mucib de iştibâhım idi;

Nasıl imrar-ı vakt eder anlar.

(Ah Nijat: Recaizade Mahmut Ekrem ölen oğlu Nijat için yazmıştır.)

Hasret beni cayır cayır yakarken

Bedenimde buzdan bir el yürüyor.

Hayaline çılgın çılgın bakarken

Kapanası gözümü kan bürüyor.

 

Dağda kırda rasgetirsem bir dere

Gözyaşlarım akıtarak çağlarım.

Yollardaki ufak ufak izlere

Senin sanıp bakar bakar ağlarım.

Tanzimat Dönemi Şiirlerinin Genel Özellikleri

-         Tanzimat döneminde şiirin konusu genişletilmiştir. Güzel olan her şeyin şiirin konusu olabileceği savunulmuştur. Hak, adalet, eşitlik, özgürlük gibi sosyal temaların yanında aşk, ölüm, tabiat gibi bireysel temalar işlenmiştir.

-         Tanzimat döneminde şiirlerde genel olarak eski nazım biçimleri ve buna bağlı olarak aruz ölçüsü kullanılmıştır. Tanzimat sanatçıları şiirde biçim olarak yenilikler yapmaktan da geri durmamıştır. Hece ölçüsü denenmiş; şiirlerde düz kafiye kullanılmıştır.

-         Tanzimat döneminde Eski edebiyattaki parça güzelliği görüşünün yerini bütün güzelliği almıştır.

-         Düz yazıda olduğu gibi şiir dilinde de sadeleşme düşüncesi hakimdir.

-         Düz yazı türler klasik edebiyatta olduğu gibi şiir biçiminde yazılmıştır. Batı klasisizminin etkisi ile tiyatro eserleri manzum olarak yazılmıştır.

-         Bu dönemde şiirlerde Batı’dan gelen klasisizm ve romantizm akımları etkili olmuştur.(Birinci dönemde klasisizm; ikinci dönemde romantizm)

Tanzimat Dönemi Şiir Türünde  Önemli Eserler:

namik kemalsinasi2ziya pasa

Şinasi: Tercümei Manzume, Müntehebatı Eşar

Ziya Paşa: Eşarı Ziya, Zafername, Terkibi Bent, Tercii bent

Namık Kemal: Vatan Şarkısı, Vatan Mersiyesi, Vaveyla, Hürriyet Kasidesi

Abdülhak Hamit Tarhan: Sahra, Ölü, Hacle, Bir Sefilenin Hasbihali, Bâlâ'dan Bir Ses, Validem, İlham-ı Vatan, Tayflar Geçidi, Ruhlar, Garâm

Recaizade Mahmut Ekrem: Nağme-i Seher, Yadigar-ı Şebab, Zemzeme (3 cilt), Nejat Ekrem, Nefrin, Tefekkür, Pejmürde

Muallim Naci: Fürûzan, Sümbüle, Yadigâr-ı Naci, Ateşpâre, Şerâre, Dicle, Şam-ı Gariban, Köylü Kızların Şarkısı

 

Örnek Metin İnceleme:

Kürsi-i İstiğrak

“Düşün ol zâtı kim emriyle zâtından ıyân olmuş,

Vücûd-ı sermedîsinden zemîn ü âsmân olmuş,

 Düşün deryâyı, her bir katre mevc-i bî-kerân olmuş,

Hafâyâ-yı İlâhîdir ki yekdil, yekzebân olmuş.”

Bulutlar, dalgalar, yıldızlar etrafımda hep mahrem;

Ağaçlar, cûylar, kuşlar, çiçekler dâimâ hurrem...

Biçim Özellikleri:

-         Nazım Biçimi: Müseddes-i Mütekerrir (altılı, beş ve altıncı dizeler tekrar ediyor; mütekerrir)

-         Nazım Birimi: Altılık

-         Ölçü: Aruz ölçüsü ile yazılmıştır.

-         Aruz Kalıbı: mefâ’îlün / mefâ’îlün / mefâ’îlün / mefâ’îlün

-         Kafiye Şeması: aaaaaa / bbbbaa / ccccaa…

-         Kafiye -  Redif: -ân: zengin kafiye; olmuş: redif (Uzun “a” sesleri iki sayılır.)

-         -rem: zengin kafiye

-         Dil üslup: Metnin dili ağır ve sanatlıdır.

-         Söz Sanatları: ağaç – kuş – çiçek kelimeleri arasında tenasüp vardır. Düşün kelimelerinde tekrir ve iltifat sanatı kullanılmıştır. Teşhis sanatı kullanılmış.

İçerik Özellikleri

-         Tema – Konu: Tema Doğa (Tabiat) dır.

Şair için doğa Allah’ın bir yansımasıdır. Doğanın varlığı ve güzelliği onun isteği ile olmuştur. Ağaç, kuş, deniz, yıldız gizli bir dil ile Allah’ın varlığına ve birliğine işaret eder. Doğa ile Allah’ın bütünleşmesi mutlak güzelliktir. Doğa dikkatli incelenir ve ondaki her ayrıntı derinlemesine düşünülürse bir düzenin ve planın varlığı görülür. Doğada hiçbir şey rastgele bir araya gelmemiştir. Doğada bir düzen hakimdir ve bu düzenin kurucusu ve yöneticisi mutlak gerçek olan Allah’tır. (Şair Panteizm düşüncesinden etkilenmiştir. Bu düşünce tasavvuftaki vahdet-i vücut düşüncesine benzemektedir.)