Saat akşamın dokuz u. Uzaktan gök gürültüsü işitiliyordu. İşinden yeni çıkan Azad evine doğru yürümeye başladı. Evine geldiğinde ise kapının açık olduğunu gördü. İçeri girdiğinde kız kardeşi Ayşegül kanlar içinde yerde yatıyordu. Bunu gören Azad feryat figan koparttı. Kısa sürede polisler olay yerine geldi ve kalabalığı uzaklaştırdı.
Polis: Maktul ün yakını kim?
Komşular(hep bir ağızdan): Abisi var Azad şuradaki ağlayan siyah ceketli genç.
Polis Azadın yanına doğru yürüdü.
Polis: Maktul ün ağabeyiymişsiniz. Burada ne olduğunu biliyor musunuz?
Azad(üzgün bir sesle): İşten yorgun bir şekilde çıkmıştım. Kardeşimin yaptığı sıcak ve güzel yemeklerini düşünüyordum. Evin önüne geldiğimde kapının açık olduğunu gördüm. Kız kardeşim evde olduğu için ve tek başına olduğu için çok tedirgin oldum ve içeri hızlı bir şekilde girdim. Kardeşimi kanlar içinde terde yatarken buldum. Sadece bu kadarını biliyorum.
Polis: teşekkür ederiz sizinle bir daha görüşmemiz gerekebilir. Başınız sağ olsun.
Azad: Dostlar sağ olsun. Burada olacağım.
Polisler gittikten sonra Azad intikam almaya karar vermişti. Azadın gözlerinden resmen alev çıkıyordu. Azadın aklında çok ve bir o kadar da saçma ölüm planları geçiyordu. Aslında Azad böyle birisi değildi. İyi niyetli kalbinde zerre kötülük olmayan birisiydi. Bu özelliklerinin yanında bir o kadar cesur ve gözü karaydı. Bir insanı bir olay bu kadar mı değiştirirdi? O karıncayı incitmeyecek adamın yerine bir insanı hiç düşünmeden öldürebilecek bir insan gelmişti. Aklında Ayşegül ün katilini öldürmekten başka bir şey yoktu. Polisin Ayşegül ün katilini bulmasını bekliyordu ve planlar yapıyordu. Sonunda planın sonuna gelmişti. Yapacağı her şeyi en ufak ayrıntısına kadar düşünmüştü. Bunla birlikte katilin yakalandığı haberleri duyuldu. Her şey Azadın istediği gibi ilerliyordu. Azadın öfkesi her geçen gün artıyordu. Azad o kadar plana odaklanmıştı ki işe bile gitmiyordu. Azadın yine işe gitmediği bir günde kapı çalındı Azad kapının deliğinden baktığında karşısında polisleri gördü.
Polis: Merhaba Azad Bey. Kardeşinizin katilini yakaladığımızı bildirmek için geldik. Hâkim karşısına çıktığında tanıklık için sizin orda olmanız gerekecek. Yarın 15.45 te Şemsettin Ali Adliyesine gelmeniz gerekecek.
Polis elindeki kâğıtları Azada uzattı.
Azad: Bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim dediğiniz saatte orada olacağım.
Azad polisleri gönderdikten sonra polislerin verdiği kâğıtları okumaya başladı. Sanık kısmına geldiğinde beyninden vurulmuşa döndü. Savaş Şirin yazıyordu. Azad yoksa bu sadettin Şirinin kardeşimi diye düşünmeden edemedi. Ve hemen bir araştırma yaptı. İnternete Savaş Şirin yazarak arattırdı. Daha önce sadettin Şirinle beraber polisler tarafından evlerinden alındığı haberini gördü. Haberin ayrıntılarına tıkladığında bir video ile karşılaştı hemen videoyu izlemeye koyuldu. Videoda Sadettin Şirin ile Savaş şirin polisler ile beraber ilerlerken kahkahalar atıyorlardı. Azad artık kesin olarak kardeş olduklarını anlamıştı. Artık Savaşı öldürme kararına kesin olarak vardı. Ama artık Savaş Şirini öldürmek istemiyordu. Şirin ailesinin hepsini öldürmek istiyordu. Yoksa bu olay uzayıp gidecekti. Azadın babası, Sadettin Şirini tutukladığından beri rahat yüzü görmemişlerdi. Azad polislerin babasının katilini yakalamadığına rağmen şirin ailesinden şüpheleniyordu. O zaman Şirinlerin peşine düşmemesinin sebebi kız kardeşi idi. Azad bir suç işler ise tutuklanacağından dolayı kız kardeşi tek başına kalacaktı. Ve Azad kendinden çok kız kardeşini düşündüğü için sakinliğini korumuştu ama Şirin ailesine her zaman bir kin beslemişti. Artık kız kardeşi yoktu Azadın Şirin ailesini öldürmekten başka düşündüğü bir şey yoktu. Azad planları tekrardan gözden geçirdi. Artık bu işi yârin bitirecekti. Azad uykusunu alabilmek için erkenden uyumaya çalıştı. Fakat uyurken bile aklından çıkartamıyordu. Çünkü yârin onun için çok yorucu ve tehlikeli bir gün olacaktı. Uykuya daldığında rüyasında Savaş Şirin ve Sadettin Şirin gülmelerini gördü ve birden yataktan fırladı. Sabaha kadarda uyumadı. Sabah olduğunda kardeşi Ayşegül ile birlikte çekildiği resimleri çıkarttı. Gözyaşlarına hâkim olamadı. Saat 13.00 a geliyordu ve gitme vakti gelmişti. Babasından kalan tabancayı da aldı ve Şemsettin Ali Adliyesinin önüne gitti. Savaş Şirinin gelmesini bekliyordu. Her geçen dakika Azada bir asır gibi geliyordu. Sonunda beklediği an gelmişti. Savaş Şirinin ceza evi ring aracı gelmişti. Azad, Savaş Şirini öldüre bilmek için rahat bir açıya geçmişti. Jandarmalar, Savaş Şirini ring aracından indirdi ve adliye girişine doğru yürümeye başladı. O sıra Azad ta arkalarından yürümeye başladı. Tam içeri girerken
Azad(bağırarak): Savaş Şirin! Sana Ayşegül ün selamını getirdim.
Azadı duyan herkes ona bakmaya başladı. Savaş Şirinde arkasını döndü. O sıra Azad babasından kalan tabancayı çıkarttı ve iki el ateş ederek Savaş Şirini kafasından vurdu. O sıra
Jandarmalar(silahını Azada doğrultarak): Dur! At o elindeki silahı.
Azad elindeki silahı bıraktı ve kendisi jandarmaların yanına giderek teslim oldu. Azadın elleri kelepçelenerek adliyenin sorgu odasına götürüldü. Savcı Emirhan Bozbay, Azadın bulunduğu odaya girdi Azad ilk önce bir kim girdi diye baktı ve savcı olduğunu anlayınca ayağa kalktı.
Savcı Emirhan Bozbay: Senin yaşın kaç?
Azad: 25
Savcı Emirhan Bozbay: Daha gençliğinin baharında ceza evine gireceğini bile bile neden öldürdün?
Azad: Benim bu hayatta en değerlim olan kız kardeşim Ayşegül ün intikamı ve önceden yarım kalan (Abisi Sadettin Şirin babasını öldürmüştü) hesabım vardı.
Savcı Emirhan Bozbay çantasından Azadın dosyasını çıkarttı ve incelemeye başladı. Azadın kimlik bilgileri kısmına geldiğinde ise babasının adını gördü ve şaşırdı. Azad şakın lığını fark etti ama sesini çıkartmadı. Savcı Emirhan Bozbay başladı anlatmaya
Savcı Emirhan Bozbay: Senin baban polislik mesleğini hakkıyla yapıyordu. Ama düşmanları onun kadar namuslu değildi. Babanla beraber birçok suçluyu sorguya aldık. İşini Öylesine seven birisini görmedim. Allah rahmet eylesin.
Azadın şaşkın bir ifade vardı.
Azad(kekeleyerek): Nasıl yani siz babamı tanıyor musunuz?
Savcı: Evet! Baban birçok çeteyi çökeltti. Benimle beraber sorgularında bulundu. O yüzden babanın düşmanları çoktu.
Azad başını öne eğerek suskunluğunu korudu.
Savcı: yârin 12.00 mahkemeye çıkacaksın. Hâkim bey büyük ihtimalle en az 15 sene hapis cezası verir. Elimden geleni yapmaya çalışacağım babanın hatır ı bende büyük.
Azad hiçbir şekilde sesini çıkartmadı sadece kafasını salladı. Savcı Emirhan Bozbay ayağa kalktı ve kapıya doğru yürüdü.
Savcı(kapıya yaklaştığında): Yarın mahkemede bende olacağım. Sana telefon numaramı vereceğim. Ne zaman istersen bana ulaşabilirsin. Utanmana gerek yok.
Azadın gözleri dolmuş bir şekilde kafasını salladı. Azadı jandarmalar sorgu odasından çıkarttı ve adliye nezarethanesine götürdüler. Azadın elinden kelepçeyi çıkartarak içeri kattılar ve ardına kapıyı kilitlediler. Azad nezarethanedeki ranzaya uzanarak Savaş Şirin i öldürdüğü anı düşünüyordu kız kardeşinin intikamını almıştı ama Azad için bu kadarı yetmiyordu o babasının intikamı içinde sadettin Şirini öldürmek istiyordu. Yaşadığı olaylar Azadı çok yormuştu. Sadettin Şirini düşünürken uykuya daldı. Sabah olduğunda nezarethane sorumlusu polisin sesiyle uyanmıştı Azad. Polis kahvaltı getirmişti. Azad kahvaltısından 2,3 lokma alarak yatağına geçti. Saat 11.30 jandarmalar Azadın yanına geldi ve ellerini kelepçeleyerek mahkeme salonuna götürdüler. İçeri girdiğinde Azadın birkaç komşusu ve Savcı Emirhan Bozbay gelmişti. Azad, Emirhan Bozbay ile göz göze geldi ve Emirhan Bozbay Azada bakarak kafasını salladı. Duruşma başlamıştı.
Hâkim Bey: Savaş Şirini öldürdüğün için yargılanıyorsun.
Azad(sert bir şekilde): Evet! Bir daha olsun yine yaparım.
Hâkim Bey: Neden öldürdün?
Azad hiç uzatmak istemediğinden dolayı kısa kısa cevaplar verdi.
Azad: İntikam için.
Hâkim Bey: Ne intikamı bu?
Azad: Kız kardeşim Ayşegül ün intikamı ve yarı kalan bir hesabım vardı.
Hâkim Bey, Savcı Emirhan Bozbay’ın verdiği kâğıtları dosyadan çıkartarak okumaya başladı. Azadın babasının adını görünce şaşırdı. Babasını tanıyordu. Azadın babası öyle birisiydi ki tüm memleket namını duymuştu. Hâkim Bey duruşmaya 5 dakika ara verdi. Savcı Emirhan Bozbay, Hâkim Beyin yanına giderek bir şeyler konuştular. Azadın aklına Savcı Emirhan Bozbay la dün konuştukları geldi. Duruşma tekrardan başladı.
Hâkim Bey(bağırarak): karar! Sanık Azadın adam öldürmeye kasten teşebbüsünden 10 yıl hafifletilmiş hapis cezasına kararı verilmiştir.
Azadı jandarmalar tekrardan kelepçeleyerek ceza evine götürmek üzere ring aracına doğru yürümeye başladılar.
Savcı Emirhan Bozbay(jandarmalara doğru): 1 dakika bekleyin.
Jandarmalar durduktan sonra Azadın yanına giderek numarasını Azada verdi ve şu sözleri söyledi.
Savcı Emirhan Bozbay: Dünkü konuştuklarımızı unutma. Başın ne zaman dara düşerse ara utanmana gerek yok.
Jandarmalar Azadı ring aracına bindirdi ve ceza evinin yolunu tuttular. Azad ceza evine kendisini rahat bırakmayacaklarını biliyordu çünkü Sadettin Şirinin bulunduğu ceza evine götürülüyordu. Sadettin Şirin memleketin para babası idi. O, vicdansız ve insanları kölesi gibi çalıştırmayı seven birisiydi. Sadettin şirinin ceza evinde güvendiği 3 adamı vardı; Cemil, Cemal ve Hasan. Cemil ve Cemal küçüklükten beri sadettin şirinin yanında büyümüştü. Sadettin Şirin, Azadın babasını öldürdüğünde Cemil ve Cemal de orda olduğu için onlarda tutuklanmıştı. Hasan ise sadettin Şirin ile ceza evinde tanışmıştır. Sadettin Şirinin düşmanlarından bir tanesi tarafından öldürülmek üzereyken Hasan hayatını kurtarmıştı. Bu olay üzerine tanışmışlardı. Sadettin Şirinin eli kolu uzun olduğu için Azadı kendi bulunduğu ceza evine aldırmıştı. Sadettin Şirin kardeşinin intikamını almak istiyordu. Azad ise babasının intikamını almak istiyordu. Azadı ceza evine getirmişlerdi. Azdın üstü arandıktan sonra koğuşuna götürdüler. Azad koğuştan içeri girdiğinde 3 kişi koğuşun ortasındaki masanın etrafında oturmuş çay içiyorlardı. 2 kişi kendi ranzalarında uzanıyorlardı. Azad bir paslanmış ranzalara baktı bir dökülen duvarlara baktı ve koğuş halkına yönelerek
Azad: Selamünaleyküm! Allah kurtarsın.
Koğuş(hep bir ağızdan): Aleykümselam Allah razı olsun.
Koğuştakiler Azadı masaya çay içmeye davet etti. Kısa sürede koğuştakilerle kaynaşmıştı.
Azad: Şu sondaki yatak boş mu? Boş ise ben orada yatayım.
Koğuşun çaycısı hemen lafa atladı.
Çaycı: Orası Vedat’ın yeri
Azad: Vedat kim?
Çaycı: O şuan burada değil.
Azad: peki nerede?
Çaycı: Müşadiyede küçük kız çocuğuna tecavüz eden adamı öldürdüğü için ceza aldı.
Azad bu sözleri duyunca kafasını salladı.
Azad: Peki hangi yatak boş?
Çaycı: Vedat’ın yatağının yanı boş orada yatabilirsin.
Azad masadan kaktı yatağına doğru gitti. Eşyalarını dolabına dizdi ve yatağına uzanarak Vedat nasıl biri diye düşünmeye başladı. Vedat’ın küçük kız çocuğuna tecavüz eden adamı öldürmesi Azadı etkilemişti. Bu olayı düşünmekten sadettin Şirini nasıl öldüreceğini düşünemiyordu. Kısa bir süre sonra koğuşun kapısı açıldı. İçeri bir adam girdi.
Koğuş(hep bir ağızdan):Hoş geldin Vedat.
Vedat ise kafasını sallayarak yatağına doğru yürüdü. Azad içeri giren adamın Vedat olduğunu anladı. Vedat yatağına doğru gitti ve Azadı gördü selam vermek için elini uzattı.
Vedat: Hoş geldin Allah kurtarsın.
Azad: Hoş buldum sende hoş geldin.
Vedat: Eyvallah
Azad ile Vedat’ın konuşmaları baya bir ilerlemişti. Aradan çok zaman geçtikten sonra Vedat ile Azad çok iyi bir dost olmuştu. Vedat, Azada Sadettin Şirin hakkında bilgiler veriyordu. Hangi koğuşta yattığını en güvendiği adamlarını falan hepsini konuşuyorlardı. Sadettin Şirin ceza evi berberini yanına çağırdı. Ona bir miktar para vererek yerini başkasına bırakmasını söyledi. Ceza evinde herkes sadettin Şirinden korkuyordu eğer yerini bırakmayı kabul etmez ise sadettin Şirin kendisini öldüreceğini biliyordu o yüzden kabul etmişti. Azad ve Vedat tıraş olmak için gardiyanlara seslendi. Gardiyanlar Azad ve Vedat ı berbere götürdü. Azad berber koltuğuna oturmuştu Berber eşyalarını hazırlıyordu o sıra Vedat berberi izliyordu. Berber sakal tıraşı yapmak için usturayı eline aldığında Vedat, Azada işaret etti. Azad bir şeylerden şüphelenmişti ve tetikte durdu. Sadettin, Azadı öldürürken selamını söylemesini istemişti. Aynı Azadın, Savaş ı öldürdüğü gibi. Berber sadece sadettin demişti. Bunu duyan Azad direk berberin elini tuttu. Vedat elinin içinde sakladığı bıçakla berberi öldürdü.
Azad(şaşkın bir şekilde): Nerden anladın?
Vedat: Ben 15 yaşımdan beri berberlik yapıyordum. Hiçbir berber usturayı bu şekil tutmaz. Belli ki Sadettin in adamı.
Azad: Bunlar bizi rahat bırakmayacaklar bu saatten sonra birbirimizi koruyup kollamamız gerek hiçbir yere yalnız gitmemeliyiz.
Gardiyanlar sesleri duydu ve berber salonuna doğru geldiler. İçeri girdiklerinde berber ölmüştü Azad ve Vedat ı disiplin koğuşuna götürdüler. 3 gün ceza aldılar. Sadettin Şirin, Azadı öldürme girişimi başarısız olduğundan adamlarını suçluyordu. Sadettin, Azadı öldürmenin başka bir yolunu düşünmek için yatağına doğru yürüdü. Yaklaşık yarım gün boyunca kimseyle konuşmayarak sadece Azadı öldürmek için plan yaptı. Sonunda kendisine göre mantıklı bir plan buldu. Yalnız bu işi öyle parayla birine yaptıramazdı. Mecbur en güvendiği adamlarından birine yaptıracaktı. Bu plan için Hasanı seçti. Cemil, Cemal ve Hasanı yanına çağırarak planı anlatacağını söyledi. Öncelikle bu işi başkasına parayla yaptıramayacağını söyledi. O yüzden Hasanın bu işi bitireceğini söyledi. Hasanın yüzünde hafif şaşkınlık ve korku ifadesi vardı. Ne yazık ki kendisi Azadı öldürmeyi kabul etmezse sadettin kendisini öldürecekti. Sadettin planın nasıl olduğunu adamlarına koğuş içinde anlatmak istemedi. Gardiyanlar Sadettin den korktuğu için her dediklerini yapıyorlardı. Sadettin gardiyanlara kendilerini boş bir odaya götürmesini söyledi. Gardiyanlar boş bir oda ayarlayarak Sadettin ve adamlarına oraya götürdüler. Sadettin in planı şuydu; Azad disiplin koğuşunda olduğunda üç gün beklemesi gerekecekti. Azadı öldürmek için Hasanı temizlikçi olarak disiplin koğuşunun bulunduğu koridora adını yazdıracaktı. Tabi bunu gardiyanlara para vererek gerçekleştirecekti. Azad disiplin koğuşundan çıktığı dakika öldürmesini söyledi. Hasan planı dinledi ve kafasını sallayarak onay verdi. Fakat Sadettin ve adamlarının unuttuğu bir şey vardı. Azad disiplin koğuşunda tek başına değildi. Vedat ı hesaba katmamışlardı. Aradan üç gün geçmişti Vedat ve Azad disiplin koğuşundan çıkacaklardı. Sadettin gardiyanlarla konuştu ve hasanı temizlikçi olarak disiplin koğuşunun olduğu koridora götürmesini istedi. Gardiyanlar mecbur kabul etmek zorundaydı başka çareleri yoktu. Gardiyanlar Azad ve Vedat ı disiplin koğuşundan çıkartmak için yanlarına gittiler bu arada diğer gardiyanlar Hasana temizlikçi kıyafeti vererek disiplin koğuşunun bulunduğu koridora götürdüler. Gardiyanlar kapıyı açtıklarında Azad ve Vedat ranzalarında oturuyorlardı.
Gardiyan: Gitme vakti geldi. Hadi ayağa kalkın. Bir daha böyle olaylara bulaşmayın yoksa cezanız uzayıp gidecek. Sizin yüzünüzden ceza evinin tansiyonu yükseliyor.
Azad ve Vedat gardiyanın bu sözünden şüphelendiler. Bir birlerine bakarak ne olduğunu anlamaya çalıştılar. Disiplin koğuşundan ilk önce Vedat çıktı Azad 1,2 dakika geç çıktı. Hasan, Azad ile Vedat ı karıştırdı. Bir anlık paniğe kapılarak Vedat a saldırmaya başladı. Vedat bir anlık fırsattan yararlanarak bıçağı yere atmayı başardı. Biraz boğuşmaya başladılar bu arada gardiyanlar sadettin den korktuğu için müdahale etmiyorlardı. Azad boğuşma seslerine koştu ve Vedat ve Hasanı yerde boğuşurken gördü. Bıçak disiplin koğuşunun önüne kadar sürüklenmişti. Azad bir hamlede bıçağı alarak Hasana doğru koştu. Gardiyanlar engel olmaya çalıştı fakat Azad gardiyanları şaşırtarak kurtuldu ve Hasanın boynunu keserek öldürdü. O sıra gardiyanlar Vedat ı ve Azad ı cop la döverek geri disiplin koğuşuna kattılar. Gardiyanlar durumu müdüre anlatmak için odasına gittiler. Durumu öğrenen müdür Azadın ve Vedat ın 1 hafta daha disiplin koğuşunda kalmasını söyledi. Sadettin adamı Hasanın ölümü onu daha çok sinirlendirdi. Hem güvendiği adamlarından bir tanesi hem de Azadı öldürmenin ikinci kez başarısız olduğundan sinirlenmişti. Azad ve Vedat kendi aralarında konuşmaya başladı.
Azad: Sadettin tam kendine gelmeden biz saldırsak iyi olur.
Vedat: Saldıralım ama Sadettin ve adamları ile onlar istemediği sürece karşı karşıya gelemiyoruz. Gardiyanların hepsi sadettin den korkuyor ne derse yapıyorlar. Nasıl öldüreceğiz bunları.
Azad: Ben mahkemedeyken Savcı Emirhan Bozbay diye biriyle tanıştım. Numarasını verdi bana onu arayacağım. Burada tanıdığı gardiyan varsa veya yardımcı olacak başka bir şey varsa söyleyeceğim. Eminim yardımcı olur.
Vedat: Savcı tanıdık mı?
Azad: Babamın yakın arkadaşıymış. Bende mahkemeye çıkmadan sorgu odasında öğrendim.
Vedat: Peki nasıl arayacaksın disiplin koğuşundan bizi dışarı çıkarmazlar ki.
Azad: Kapıda bekleyen gardiyandan rica edeceğim. Cep telefonunu verir ise ararım geldiğinde bizi disiplin koğuşundan bile çıkartabilir.
Vedat: Dışardaki gardiyanların hepsi Sadettin’in adamları bize telefon vermezler kafayı mı yedin sen.
Azad: Bizim kapıda duran gardiyan bizi copla dövdüklerinde vurmadı. Belki Sadettin’in zulümlerini sevmeyen birisidir. Bir şansımızı denemeliyiz.
Vedat: Tamam biraz duralım sonra konuşuruz.
Azad: Tamam bekleyelim.
Azad ve Vedat yataklarında bir müddet oturdular. Azad kapıya doğru yaklaşıp kapıya 2,3 kere tıkladıktan sonra gardiyan kapının ufak penceresini açtı ve konuştular. Azadın dediği gibi o gardiyan Sadettin’in zulümlerinden hoşlanmayan birisiydi ve telefonunu vermeyi kabul etti. Telefonunu verdikten sonra pencereyi kapatıp kendisi gelen giden var mı diye nöbet tutmaya başladı. Azad savcıyı aradı yardım istedi. Konuyu anlattıktan sonra orada tanıdığı gardiyanın olmadığını söyledi. Fakat gelip müdürle görüşüp kendilerini başka ceza evine aldıra bileceğini söyledi. Ama Azad kabul etmedi. Çünkü Sadettin’i öldürmek için yemin etmişti. Başka ceza evine giderse Sadettin’i öldüremezdi. Azad ve Vedat disiplin koğuşunda uzun uzun düşündüler. Kapıda bekleyen gardiyanla iş birliği yapmayı planlıyorlardı. Bundan başka çareleri yoktu. Gardiyanla konuşmaya başladılar.
Azad(kapıya 2,3 kez tıklayarak): Pencereyi açar mısın bir şeyler söylemem lazım.
Gardiyan(pencereyi açar açmaz): söyle bakalım.
Azad: Belli ki Sadettin’in sözlerini dinlemeyen, zulmüne karşı gelen tek gardiyansın. Bizde Sadettin’in zulmüne karşı gelen tek mahkûmlarız. Senden ricam gel bize katıl ama bunu diğer gardiyanlar bilmesin. Bir birimize destek olursak bunları çok çabuk yenebiliriz.
Gardiyan: Ben size katılırsam sizin yanınıza gelip gitmem lazım. Sürekli gelip gidersem diğer gardiyanlar anlar.
Azad: Sen bizim yanımıza sürekli gelmene gerek yok kendini tehlikeye atma sadece senden ricam Sadettin’in bulunduğu koğuşa yakın ol bir planları olursa bize bildirmen yeterli olacak.
Gardiyan: Tamam siz kendinize dikkat edin ben hayalet gibi onların diplerine girerim haberleri olmaz.
Azad ve Vedat, gardiyanın bu sözlerine güldüler. Gardiyan pencereyi kapatarak nöbetine devam etti. Sadettin bu işi tek bir kişiyle bitiremeyeceğini anlamıştı. O yüzden yeni bir plan yapmayı düşündü. Fakat Azad ve Vedat’ın tedbirli gezeceğini gözünün önünde bulunduruyordu. Onlara hemen bir saldırıda bulunamazdı. Mecbur aradan 3,4 hafta geçmesini bekleyecekti. Ama hala geçerli bir plan bulamamıştı. Aradan 7 gün geçmişti Vedat ve Azad koğuşlarına götürüldü. Koğuştan içeri girdiklerinde koğuş halkı saygıyla karşılamıştı. Azad ve Vedat bu davranışlarını fırsat bilerek onlara kendi yanlarında olmayı teklif ettiler. Koğuş halkı Azadın ve Vedat’ın, Sadettin in 2 tane adamını öldürdüğünü bildikleri için hiç tereddüt etmeden kabul ettiler. Azadın ve Vedat’ın kafası rahattı. Nedeni ise anlaşma yaptığı gardiyan daha yanlarına gelmemişti. Buda Sadettin’in saldırmak için bir planı olmadığı anlamına geliyordu. Bu avantajı Azad ve Vedat değerlendirmek istedi. Koğuşunda bulunan kişilere koğuşun mutfağında fazla olan kesici aletleri koğuştakilere verdiler. Bu kesici aletlerin uçları kördü. Keskinleştirmek için hepsi kendi yattığı yatağın demir kısmına sürterek keskinleştirdiler. Hava kararmaya başladı akşam yemeğini yemek için koğuşun ortasında bulunan masanın etrafına geçtiler. Yemeklerini yedikten sonra çay içmek için herkes yediği tabağı kaldırdı. Çay içerken Azad ve Vedat koğuştakilere ne yapacaklarını söyledi. Azad hemen lafa girerek Sadettin’in adamlarıyla karşılaştığınızda öldürmelerini söyledi. Onun dışında onlar saldırmadan kendilerinin onlara saldırmaması gerektiğinde ekledi.
Çaycı: Biz onların bize saldırmasını bekleyeceğiz de onların bize ne zaman saldıracağını bilmiyoruz. Ya gafil avlanırsak.
Vedat: Biz gafil avlanmayacağız. Biz disiplin koğuşundayken bir gardiyanla tanıştık oda Sadettin’in zulümlerine karşı gelen bir gardiyan. Onunla anlaştık o Sadettin’in koğuşuna yakın olacak. Saldıracakları zaman bize söyleyecek. Onlar gafil avlanacak.
Çaycı: Dışarıdaki gardiyanların hepsi Sadettin’den korkuyor bence hemen güvenmemeniz lazımdı. Sadettin tuzağa çekiyor olabilir.
Vedat: Temizlikçi bana saldırdığında, Azad arkadan boğazını kesti tüm gardiyanlar o sıra bizi cop la dövdü. Bir tek o gardiyan vurmadı. Bunun üzerine disiplin koğuşunda iken cep telefonunu istedik eğer Sadettin’in adamı olsaydı cep telefonunu vermezdi.
Çaycı: Bizi tuzağa düşürmeyeceğine eminseniz sıkıntı yok.
Vedat: O yönden kafanız rahat olsun güvenilir birisi.
Sadettin kendi adamlarına zulüm yapmaya devam ediyordu. Sırf Azadı öldüremedikleri için. Bu süre zarfında ise nasıl öldürebileceğinin planını yapmaya çalışıyordu. Fakat yaptığı her planı sonradan geri değiştiriyordu. Kararsızlığa kapılıyordu. Azad ve Vedat’ın anlaşma yaptığı gardiyan bazen Azad ve Vedat’ın yanına bir şeye ihtiyaçları var mı diye sormaya gidiyordu. Ve Sadettin’in henüz bir planı olmadığını söylüyordu. Azad ve Vedat şüphelenmeye başladı. Acaba Sadettin yenilgiyi kabul mü etmişti. Fakat Sadettin yenilgiyi kabul etse de Azad, Sadettin’i öldürecekti. Babasının intikamı için. Sadettin yine zulümlerine devam ediyordu. Sadettin’in hırsı günden güne artmaktaydı. Bir sabah yine koğuşunda otururken gardiyan geldi. Azadın ve Vedat’ın koğuşundakilerin; Azad ve Vedat’a katıldığını söyledi. Sadettin çılgına döndü gözlerinden alev fışkırıyordu nasıl olurda Azadın koğuşundakiler onların yanında olur. Bir türlü tahammül edemiyordu. Sadettin’in güvendiği adamlarından bir tanesi olan Cemil midesi bozulduğu için revire götürüldü. Tedavi edildikten sonra geri koğuşuna götürülmesi için gardiyanları çağırdılar. Gardiyanlar Cemili revirden alıp koğuşuna götürmeye başladılar. Bu arada ise gardiyanlar kendi aralarında ceza evinde yapılacak moral gecesinden bahsediyorlardı. Cemil ne zaman yapacaklarını merak etti ve sordu. Gardiyanlar haftaya Pazar yapılacağını söyledi. Koğuşa gelmişlerdi Cemili koğuşa kattılar. Cemil hemen Sadettin’in yanına gitti ve moral gecesi olacağını söyledi. Sadettin biraz durduktan sonra Azad, Vedat ve koğuşundakileri moral gecesi yapılacağı gün öldürmeyi düşündü. Ama bu iş biraz riskliydi gardiyanları gösterişten rehin alacaklardı. Hemen ardından koğuşların anahtarlarını alarak Azadın bulunduğu koğuşa gideceklerdi. Hepsini bir arada öldüreceklerdi ki bir daha başlarına bela olmamaları için. Sadettin adamlarının hepsine planını anlattı ve haftaya Pazar gününe kadar tüm hazırlıklarını yapmalarını söyledi. Fakat saldıracaklarını kimseye söylememelerini hatta kendi aralarında bile konuşmamalarını söyledi. Sadettin’in adamları sessizce tüm hazırlıklarını yapmıştı. Azad ve Vedat’ın anlaşma yaptığı gardiyan henüz yanlarına gelmediğinden kafaları rahattı. Sadettin’e önündeki yedi gün (moral gecesine kalan süre) bir asır gibi geleceğini biliyordu ve öylede oldu. Sonunda moral gecesine bir gün kalmıştı. Sadettin tüm hazırlıklarını gözden geçirdi. Adamları uykularını ala bilmeleri için erkenden yattılar. Yarın onlar için yepyeni ve bir o kadarda tehlikeli bir gün olacaktı. Sabah olduğunda Sadettin ve adamları kahvaltı yapmak için masanın etrafına geçtiler. Karınlarını doyurduktan sonra kendilerini moral gecesine götürmek için gardiyanların gelmesini beklediler. Saat iki suları koğuş kapıları açıldı ve gardiyanlar içeri girdi hemen Sadettin ve adamları gardiyanları rehin aldılar. Koğuşların anahtarlarını alarak koğuş kapılarını gardiyanların üzerine kilitlediler. Sadettin ve adamları hemen Azad’ın koğuşuna koştular. Azad’ın koğuşuna vardıklarında kapıyı açar açmaz saldırmaya başladılar. Azad ve adamları ne olduklarını anlamadan birden paniğe kapılarak sakladıkları bıçakları aldılar. Sadettin direk Azada saldırdı Azad o sıra sakladığı bıçağı yerinden çıkartıyordu Sadettin’e arkası dönüktü sadettin bunu fırsat bilerek hemen arkadan kalp kısmına doğru bıçağı defalarca sapladı Azad orada öldü. Vedat önce cemili sonrada Cemal’i üç dört sefer bıçaklayarak öldürdü. Kafasını kaldırdığında Azad yerde hareketsiz bir şekilde yatıyordu. O anki hırsla Sadettin’e saldırdı. Ve defalarca Sadettin’i bıçaklayarak öldürdü. Vedat ve yanındakiler Sadettin ve adamlarının hepsini öldürdü. Olay yerine gardiyanlar geldiğinde her taraf kan gölüne dönmüştü. Olay yerinde sadece Vedat ve iki tane koğuşundan arkadaşı sağ kalmıştı geri kalan herkes ölmüştü. Vedat dostu olan Azadın ölümüne ilk başta inan masada Azad artık yoktu. Fakat intikamı alınmıştı. Gardiyanlar Vedat ve yanındakileri copla döverek yürüyemeyecek hale getirdiler. Vedat ve yanındakileri tekrardan disiplin koğuşuna kattılar. Ardından mahkemeye sevk ettiler. Mahkeme kararı olarak adam öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet kararı verildi. Aradan 1. 5, 2 ay geçti. Cezaevinde eskiden olduğu gibi gardiyanlar ezilmiyor, kimse köle gibi kullanılmıyordu. Sadettin’in ölümü üzerine cezaevi rahatladı. Fakat Azadın ölümü Vedat’ı çok üzdü. Azadın ölümünden sonra kimseyle doğru düzgün konuşmuyordu. Aradan zaman geçtikçe Vedat’ın üzüntüsü azaldı. Zamanını kitap okuyarak, spor yaparak geçiriyordu. Bu iki etkinliği ömrünün sonuna dek sürdürecekti bundan başka çaresi yoktu.
Ayıboğan