Bırak Beni Haykırayım

 

Ben en hakir bir insanı kardeş sayan bir ruhum,

Bende esir yaratmayan bir Tanrı’ya iman var;

Paçavralar altındaki yoksul beni yaralar.

 

Mazlumların intikamı olmak için doğmuşum.

Volkan söner, lâkin benim alevlerim eksilmez,

Bora geçer, lâkin benim köpüklerim kesilmez.

 

Bırak beni haykırayım. Susarsam sen matem et;

….

Mehmet Emin YURDAKUL

 

Biçim açıklaması:

Bu şiir, şairin en güzel şiiri sayılmaktadır. Diğer manzumelerinde uzun hece kalıplarını zevksiz denebilecek acemiliklerle kullanan Mehmet Emin Yurdakul; bu şiirde gerçek bir usta şair kimliğiyle karşımıza çıkmaktadır.

Manzume (8 + 7)= 15’li hece ölçüsüyle yazılmıştır. Dört üçlükten oluşan şiirde şöyle bir kafiye düzeni uygulanmıştır:

---------------- a- ruhum

---------------- b- var

---------------- b- yaralar

 

---------------- c- doğmuşum     

---------------- d- eksilmez        

---------------- d- kesilmez

 

---------------- e- et

---------------- e- millet

---------------- f- gibidir

 

---------------- g- gösterir           

---------------- h- hukuk            

---------------- h- yumruk

Şiirde Kullanılan Bazı Deyişler ve Anlamları

Esir yaratmayan Tanrı: Özgür yaşama hakkı bakımından tüm insanları eşit yaratan Allah,

Mazlumların intikamı: Ezilmişlerin, zavallıların ahi, alınacak öcü.

Matem etmek: Sevdiklerin ölümünden duyulan acı ile yas tutmak.

Zamanın kan damlayan dişleri: Zamanın getirdiği acıklı olaylar, felâketler.

Zavallı sürü: Özgürlükten, insanca yaşama hakkından yoksun bırakılmış topluluk.

Şiirin teması, “şairlerin bir milletin dertlerini sorunlarını dile getirmek zorunda oldukları”dır.

Şair “ben” sözüyle şairleri, sanatçıları anlatmak istiyor. “Sen” ile de toplumu, milleti kastetmektedir.

Şiirde inanmış bir şairin düşüncelerini coşku ile dile getirmiş olduğunu görüyoruz. Edebiyatımızda başka şairlerimizin de topluma ışık tutmak ve yol göstermek ya da toplumun acılarını dile getirmek amacıyla şiirler yazdığını biliyoruz. Namık Kemal, Tevfik Fikret ve Mehmet Âkif Ersoy gibi.

Anlam açıklaması:

Ben en değersiz, herkesin aşağıladığı insanı bile kardeş sayacak olgunlukta bir insanım. Ben tüm kullarını eşit tutan, tutsaklık ve kölelik istemeyen bir Tanrı’ya inanıyorum. Nerde üstü başı perişan, paçavralar altında bir yoksul görsem içim parçalanır. Aslında tutsaklık ve kölelik doğuştan değil; sonradan, insanların çıkar düşkünlüğü, egemen olma tutkularından ileri gelen zalimlikleri sonucunda ortaya çıkmıştır. (Eşitlik ve inanç.)

Ben zavallıların, haksızlığa uğramış, ezilmiş olanların, haklarını elde etmeleri için her fedakârlığı yapmak üzere doğmuş bir insanım. Bu konuda o kadar kesin kararlıyım ki beni bu yüce amaçtan döndürmeye kimsenin gücü yetmez. Yanardağlar belki bir gün sönebilir, lâvlarını püskürtmeyebilir, ortalığı kasıp kavuran fırtınalar dinebilir, ama benim azmim, cesaretim kırılmaz. (Azim ve cesaretin kesinliği)

Bir şair olarak ulusumun dertlerini, uğradığı haksızlıkları dile getirmek için bırak beni haykırayım ey millet! Ben susarsam, senin dertlerini, özlemlerini söyleyemezsem, yas tut. Çünkü şairleri haykırmayan millet, tıpkı sevenleri toprak olmuş, “yani ölmüş” öksüz bir çocuk gibidir. Öksüz kalan çocuk kimsesizdir, dayanacak, güvenecek bir dalı kalmamıştır. Tıpkı bunun gibi, şairleri susturulan ya da haykırmayan millet de güvencesiz, dayanaksız kalan çocuğa benzer. Onun için ben senin dertlerini, acılarını, özlemlerini, sorunlarını olanca gücümle haykırmalıyım.

Güçsüz, dayanaksız, güvencesiz kalan böyle bir millete, zaman kan damlayan dişlerini gösterir, yâni felâketi getirir. Çünkü ona yol gösteren, sorunlarını dile getiren, dertlerini haykıran şairlerden, düşünürlerden, sanatçılardan yoksun kalmış demektir. Kılavuzsuz, öncüsüz kalmış böyle bir toplum, korumasız bir sürü haline gelmiştir. Artık ona kimse acımaz, her önüne gelenin insafsız, acımasız bakışlarına ve sert yumruklarına hedef olur.