Gazel
Yârab belâ-yı aşk ile kıl âşinâ beni
Bir dem belâ-yı âşkdan etme cüda beni
Az eyleme inâyetini ehl-i derdden
Yâni ki çok belâlara kıl mübtelâ beni
Temkinimi belâ-yı mahabbetde kılma süst
Tâ dost ta'nedüb demeye bî-vefâ beni
Gittikçe hüsnün eyle ziyâde nigârımın
Geldikçe derdine beter et mübtelâ beni
Öyle zâif kıl tenimi firkatinde kim
Yaslına mümkîn ola yetürmek sabâ beni
Nahvet kılub nasîb Fuzulî gibi bana
Yârab mukayyed eyleme mutlak bana beni
Fuzuli
Günümüz Türkçesiyle…
Gazel
Tanrım, dost et, aşk acısıyla beni.
Bir an bile aşk acısından ayırma beni.
Dertlilerden lûtfunu, bağışını azaltma,
Yani ki çok acılara düşür, kırma beni.
Aşkın acılarına sabırla dayanayım,
Tâ ki dostlara vefasız diye ayıplatma beni.
Zamanla güzelliğini arttır sevgilimin,
Böylece iki kat tutkun et aşkına beni.
Öyle zayıf kıl vücudumu ayrılığında ki
Sana getirebilsin saba rüzgârı beni
Tanrım, Fuzuli gibi bana da gurur verme,
Sevgiliye bağlı kıl, bağlama bana beni.
Fuzuli
Biçim açıklaması:
Fuzuli bu şiirinde aşk acısını arttırmasını dileyerek, Tanrı’ya yakarışta bulunmaktadır.
Şiirin şekli gazel, türü Münâcat’tır.
Şiir aruzun (Mef’ülü / Fâilâtü / Mefâilü / Fâilün) kalıbıyla yazılmıştır.
Yârab mu kay yed eyleme mutlak bana beni
Mef ü lü Fa i la tü me fâi lü failün
Gazel'de 72 kelime vardır. Bunlardan sadece dördü (cüda, nigâr, nahvet, süst) bugün kullanılmamaktadır. Bu durum Fuzuli’nin birçok gazelinde olduğu gibi bu şiirinde de Türkçe söyleyişe önem verdiğini göstermektedir.
Şiirde işlenen tema “Aşk acısından hoşnutluk” tur. Fuzuli, bu temayı şiirlerinin ve hayat görüşünün temeli saymıştır. Bir başka gazelinde de (Aşk derdinden hoşem elçek ilâcmdan tabib / Kılma derman ki helâkim zehr-i dermanmdadır.) der.
Divan şiir anlayışı “anlamın beyitte tamamlanması” temeline dayanır. Bu bakımdan gazeli oluşturan beyitlerin her birinde ayrı bir düşünce ya da duygu anlatılabilir. Bu gazelde ise tema bütünlüğü görülmektedir. Şiirin tüm beyitleri “aşk acısından hoşnutluk” temasını işlemektedir.
Gazel, bir şiirin belirgin niteliklerinden olan içtenliğin de en güzel örneklerindendir. Şairin Tanrı’ya yakarıştaki içtenliği, hem kelimelerin seçilişinde, hem de anlatım biçiminde belirgindir.
“Yarab belâ-yı aşk ile kıl aşina beni.
Bir dem belâ-yı aşkdan etme cüda beni”
Anlam açıklaması:
Tanrım! Aşk acısıyla beni dost kıl, bir an bile beni aşk acısından ayırma (Şair burada aşkın verdiği acıyla özdeşleştiğini, onsuz sevginin tadını alamadığını anlatmak istiyor.)
Dertlilerden (aşk acısı çekenlerden karasevdalılardan) yardımım esirgeme. Onların Senden dilediği sadece acılarını daha da arttırman, yeni aşk acılarını yaşatmandır.
Aşk acılarına sabırla dayanmama yardım et de dostlar beni vefasızlıkla suçlamasın. (Şair, buradan aşkın verdiği acıya da-yanmanın aynı zamanda sevmenin bir bedeli olduğunu, bu acıya dayanamayıp sevgilisini terk eden aşıkların vefasız sayılacağım anlatmaktadır.)
Zaman geçtikçe sevgilimin güzelliğini daha arttır ki böylece aşkının bir kat daha tutkunu olayım. (Şair, güzellik ile sevgi arasında doğru orantılı bir ilgi kurarak güzellik arttıkça sevginin de artmasının doğal bir sonuç olduğunu anlatıyor.)
Sevgiliden ayrı kalmanın acısıyla öylesine zayıflayayım bir deri bir kemik haline geleyim, hatta o kadar inceleyim ki saba rüzgârı bile beni sana kolayca getirebilsin. (Şair, burada aşkın, “özellikle Fuzuli’nin duyduğu platonik aşkın insanın maddi varlığını ortadan kaldıracak ölçüde güçlü ve etkili olduğunu, gerçek aşıkların ruh güzelliğine önem verdiğini anlatmak istiyor. Tasavvufta da derviş olabilmek için çile çekip yeme ve içmeden kesilerek maddi varlıktan kurtulmak yoluyla Tanrı’ya ulaşma çabası aynı platonik aşkın sonucudur. Yunus’un “Ne varlığa sevinirim / Ne yokluğa yerinirim / Aşkın ile avunurum / Bana seni gerek seni) sözleri aynı manevi aşkı dile getirmektedir.
Tanrım! Fuzuli gibi beni de yalnız kendini düşünen, gururlu bir kişi yapma. Sevgilime olan köklü bağlılıktan ayırma, hep ona bağlı kıl beni. Beni bana bağlama. Sevgilim için yaşayayım, kendim için değil, “şair, burada birbiriyle çelişen iki duygu arasında ustaca bir bağ kuruyor. Kendisinden bir başkası imiş gibi söz ederek önce kendisini kınıyor “Fuzuli'yi gururlu, bencil gibi gösteriyor, ben de onun gibi olmayayım” diyor. Öte yandan da “Fuzuli gururlu, bencil değildir” diyerek, “ona benzeyeyim” diyor.