Bağdat Destanı

Hazır olun ey gaaziler

Varalım Bağdad üstüne

Ulu dağlar sarp kayalar

Geçelim Bağdad üstüne

 

Sarptır Bağdad’ın eteği

İçi erenler yatağı

Sultan Murad’m otağı

Kurulur Bağdad üstüne

 

Alurlar elden komazlar

Üstünde Han var demezler

Ulu toplar balyemezler

Atılır Bağdad üstüne

 

İçelim Şat'm suyunu

Bildik Şahının soyunu

Sultan Murad’ın tuğunu

Dikelim Bağdad üstüne

 

Çalın vezirin borusun

Dostu gaafil koman girsin

Koyverin asker yürüsün

Gaazîler Bağdad üstüne

 

Demirc’oğlu sözün hakdır

Hiç sözünde hilaf yokdur

Osmanîde gayret çokdur

Kırılır Bağdad üstüne

Demirci OĞLU

Biçim açıklaması:

Bu şiir de Kayıkçı Kul Mustafa’nın “Genç Osman Destanı”nda olduğu IV. Murat’ın Bağdat Seferi’yle ilgilidir. Bağdat’ı ele geçirmek için ordunun bir savaş coşkunluğu ile nasıl hazırlandığını anlatmaktadır.

Şiir, destan geleneğinden ayrılarak 8’li ölçüsüyle söylenmiştir. Demirci Oğlu da Kayıkçı Kul Mustafa gibi bir ordu şairidir.

Şiirin nazım biçimi ve türü destandır.

Nazım birimi dörtlüktür

Şiirde bazı kelimeler bugünkü söyleyişe uymamaktadır, “alurlar- alırlar, koman - komayın, bırakmayın, Osmanîde - Osmanlıda”

Kafiye şeması şöyledir:

 ----------------- a) gaziler

----------------- b) varalım (Bağdat üstüne-redif)

----------------- a) kayalar

----------------- b) geçelim (Bağdat üstüne-redif)

----------------- c) eteği

----------------- c) yatağı

----------------- c) otağı

----------------- b) kurulur (kuralım olmalı)

Son mısralarda değişik kafiyeler kullanılmıştır. Genellikle yarım kafiyelerdir, “eteği- yatağı - otağı, borusun - girsin - yürüsün vb.”

Şiirde Bağdat “erenler yatağı” olarak gösterilmektedir. Bunun nedeni Bağdat’ın uzun yüzyıllar Türk-İslam uygarlığının en büyük kültür merkezlerinden biri olması ve başta Hanefi mezhebinin kurucusu Ebu Hanife’nin Şii mezhebinin büyük imamlarından Musa Kazım’ın, Kadirilik Tarikatı’nın kurucusu Abdülkadir Geylani’nin ve daha birçok İslam büyüğünün orada yatmasıdır.

Anlam açıklaması:

Ey birçok savaşlara katılmış gözü pek gaziler, hazır olun, önümüze çıkacak sarp kayalıkları, ulu dağları aşarak Bağdat’a varalım.

Bağdat’ın çevresi sarptır-kolay geçit vermez. Kalesi yüksek ve sağlam surlardan yapılmıştır. Orada birçok İslam büyükleri yatar, orası erenler yatağıdır. Padişahımız Sultan Murat’ın otağını (çadırını) Bağdat önlerine bir yere kuralım.

Bağdat 1529’da ilk kez Kanunî Sultan Süleyman tarafından Osmanlı İmparatorluğu’na katılmıştı. Sonradan İranlılara geçti. Şair “alırlar elden komazlar / Üstünde Han var demezler” sözüyle Bağdat’ı geri alırız, başında Han vardır “Safevi valilerine han denirdi” demeyiz. Balyemezlerle (orta çapta uzun menzilli toplar) Bağdat’a gülle yağdırırız diyor.

Şat ırmağının suyundan içelim. Safevi hükümdarı Abbas Şah’ı biliriz. Ama biz Sultan Murat’ın tuğunu Bağdat burçlarına dikme azmindeyiz. “Burada safevi hükümdarlarının Osmanlı Sultanları kadar soylu olmadığı ima edilmekte ve Şah da olsa bizim azmimiz karşısında ezilecektir denmektedir?’

Sadrazamın hücum borusunu çalın. Dostları uyarın, dalgın durmasınlar. Gaziler, askeri bırakın Bağdat üstüne yürüsün.

Demirci Oğlu doğru söylüyor. Söylediklerinde yalan yoktur. Osmanlı gayretlidir, hiçbir zorluktan yılmaz. Cesaret, azim ve gayretle dolu Osmanlı ordusu Bağdat’a bütün gücüyle işte böyle saldırmaktadır.