Zamir Ve Çeşitleri
Size yazdığım mektuptan sonra ne kadar zaman geçti,, pek iyi bilmiyorum. Birçok karışık hâdisat!... Bunları ben tahlil etmek, size anlatmak isterdim amma bilseniz etrafımdan nasıl korkuyorum! Onlarda beni birden susmağa mecbur eden öyle bir hal var ki... Halbuki ben söylemeğe, bu. ihtisasatın fazlasını bir başkasına dökmeğe muhtacım. Siz, beni dinliyorsunuz, anlıyorsunuz; bundan eminim.
Halit Ziya Uşaklıgil
Şu metindeki siz, bunlar, onlar, ben, başkası, bundankelimeleri şimdiye kadar okuduğumuz isimlere ve sıfatlara benzemiyorlar.
Söz arasında isim yerine kullandığımız bazı kelimeler vardır. Mesela kendimizden bahsederken adımızı söylemeyiz, “ben” deriz; karşımızdakine de “sen” veya “siz” diye hitabe deriz. Böylece:
Söz içinde - gerektikçe- bir isim yerini tutan kelimelere Zamir denir: ben, sen, kendisi gibi.
Zamir dörde ayrılır:
1- Şahıs zamirleri,
2- İşaret zamirleri,
3- Soru zamirleri,
4- Belgisiz zamirler.
Bunlardan başka zamir vazifesini gören bazı takılar vardır : -im, -niz gibi.
Şahıs Zamirleri
Konuşan, yahut kendisine söz söylenen veya sözü geçen şahısların isimleri yerine kullanılan kelimelere Şahıs Zamirleridenir.
İsim hallerini kuran takılar şahıs zamirlerine de gelirler : beni, bizde, ondan gibi.
Not: 1 “Ben ve sen”zamirlerinin e hali: “bana, sana” olur.
Not: 2 “O”zamirine her ek ve takı bir fazla “n”ile gelir: ondan, onsuz, onlar.
Not: 3 “Ben ve biz” şahıs zamirlerinin tamlayan şekilleri: “benim, bizim” olur, yani bunlar “in” yerine “im” alırlar benim evim, bizim düşüncemiz gibi.
Not: 4 “Kendim, kendin, kendi; kendimiz, kendiniz, kendileri” kelimeleri de şahıs zamirleri yerine, kullanılır.(dönüşlülük zamiri) Bunlar pekiştirme ifade ederler: “Mektubu kendim götürdüm.” gibi.
İşaret Zamirleri
Varlıkları, isimlerini söylemeden, işaretle göstermeğe yarayan kelimelere İşaret Zamirleri denir.
İşaret zamirleri işaret sıfatları gibi- varlıkların uzaklıklarına göre üç derecedirler: bunu alınız, şunu götürünüz, onu bana getirin! gibi.
İşaret Zamirleri şunlardır:
Tekil: | Çoğul: |
bu, şu o | bunlar, şunlar, onlar |
İşaret zamirleriyle çekim takılarını kaynaştırmak için aralarına bir “n”gelir: bunu, şundan, onun; bundan, şuna, ona gibi.
Not: İşaret sıfatlarıyla işaret zamirlerini birbirine karıştırmamalıdır. İşaret Sıfatıolan “bu, şu, o” kelimeleri daima bir ismin başında bulunup o ismi - işaret suretiyle belirtirler: Bu ağaç, şu ev, o çocuk gibi.
Halbuki işaret zamirleri - işaret suretiyle ismin yerini tutarlar ve gerekirse çoğul takısı alabilirler; lakin işaret sıfatları hiçbir zaman çoğul olamazlar.
Örnek: Cumhuriyet idaresi, Türkiye’de çok mühim inkılaplar yaptı; bunu bütün dünya hayret ve takdirle karşıladı.
Şu ibarede “bu”kelimesi işaret zamiridir; çünkü “Cumhuriyet idaresinin yaptığı inkılâplar” kelimelerinin yerini tutmuştur.
Soru Zamirleri
Soru yolu ile bazı varlıkların yerini futan zamirlere Sora Zamirleri denir : kim, ne, kaçı, hangisi, kaçıncısı gibi.
Belgisiz Zamirler
Bazı varlıkları kapalıca anlatan zamirlere “Belgisiz zamirler denir: biri, bazısı, hepsi, başkası, birçoğu, birtakımı, birkaçı, her birimizgibi.
Not: Biraz dikkat edilince görülür ki belgisiz zamirlerden çoğu, belgisiz sıfatların tamlama takısı almış şekillerinden ibarettir.
Takı Halinde Zamirler
Bir şeyin bir şahsa , veya şeye ait "olduğunu gösteren aşağıdaki iyelik takıları zamir vazifesini göstermektedir:
im imiz | in iniz | i leri |
m mız | n niz | si leri |
Örnekler:
Evim, evimiz; bahçem, bahçemiz; evin, eviniz; bahçen, bahçeniz; evi, evleri; bahçesi, bahçeleri.
Not: Bunların sonlarına da çekim takıları gelebilir: evinden, bahçesini, defterinde, cebinde gibi.
İsmin veya şahıs zamirlerinin tamlayan hallerinin sonuna gelen ve ilgi gösteren “in” takısı da zamir vazifesini / görmektedir: benimki, seninki, onunki, sizinki, onlarınki; Hasanınki, dayımınki; yavrumunki gibi.
Not: 1 Bu ki takısı kendinden önceki kelimeye bitişik olarak yazılır; ses uyumuna da aykırıdır, yani kı, kü, ku şekillerini alamaz.
Not: 2 Aşağıdaki bazı yabancı kelimeler eski ve resmî yazılarda, fermanlarda ve eski tarih kitaplarında zamir yerinde kullanılırdı:
Merkum(Yukarıda yazılmış olan tek kişi için)
Merkuman(Yukarıda yazılmış olan iki kişi için)
Merkumun(Yukarıda yazılmış olanlar)
Bazan bunların yerine (mezbur, mezburan, mezburûn); eğer bahsedilen şahıs kadın ise: (merkume, mezbare; merkumetan, mezburetan) denirdi.
Eskiden (mumaileyh, müşarünileyh) kelimeleri de zamir yerinde kullanılırdı. (Mumaileyh: orta çapta insanlar; (müşarünileyh) yüksek mevki sahibi kimseler için yazılırdı.; Bunların ikilik ve çoğunluk bildiren şekilleri de şöyle idi:
Mumaileyha - Müşarünileyha? (Adı geçen kadın için)
Mumaileyhim - Müşarünileyhim (Adı geçen birkaç zat için)
Eski yazılarda bu kelimelerle terkipler dahi yapılırdı:
Şahs-ı merkum; efrad-ı mezbure; müdir-i mumaileyh; edibe-i mumaileyha; vekil-i müşarünileyh; vüzera-yi müşarünileyhim....
Alıştırma:
Şu yazıdaki sıfatları ve zamirleri bulunuz ve çeşitlerini söyleyiniz:
Biz, edebî eserleri okudukça ruhan, fikren ve hayalen yükseliriz. Bütün insanları, insanların ruhlarını, beşer tabiatını daha -açık bir surette anlarız. Sonra, kendi kendimizi de daha deriliden, daha hakiki bir surette anlamağa alışırız.
Edebî tetkikler, bizde büyük şahsiyetlere karşı bir hayranlık uyandırır. İnsanlar, hayran oldukları şeylere doğru gayrişuuri bir surette ilerlerler. Bunun için edebiyat, en doğru ve en güzel şeyleri takdir kabiliyetini geliştirir; bize hayatın yüksek ve değerli ülkülerini öğretir. O ülkülere kavuşmak için takip edilecek en doğru yolu da gösterir.