Verilen bilginin ya da paylaşılan duygunun okur tarafından benimsenip kabul edilmesi maksatları ile dilin nesnel, yoruma kapalı, tutarlı, mantık hatalarından uzak, planlı kullanımı ile ortaya çıkan anlatım biçimine kanıtlayıcı anlatım denir. Kanıtlayıcı anlatım adından da anlaşılacağı üzere herhangi bir –nesnel ya da öznel- bilginin kanıtlanması, doğrulanması gibi maksatlarla kullanılır. Kanıtlayıcı anlatımda anlatımın başarısı paylaşılan bilginin ne derece kabul gördüğü ile ölçülür. Bu anlatımda yazar öne sürdüğü görüşü kanıtlamak için örneklerden ve belgelerden yararlanır.

Kanıtlayıcı anlatım nerelerde kullanılır?

Bu anlatım türü daha çok bilimselliğin ön planda olduğu makale türü yazılarda, siyasi ya da ideolojik yazılarda, fikir yazılarında, tartışmalarda kullanılır.

Metin Türleri:

a-      Makale

b-      Deneme

c-       Eleştiri

d-      Fıkra

e-      Söylev

Not: tartışmalarda çoğunlukla kanıtlayıcı anlatım kullanılır.

a-      Münazara

b-      Forum

c-       Panel

d-      Açık Oturum

Kanıtlayıcı anlatımın özellikleri nelerdir?

a-      Kanıtlayıcı anlatımda amaç öne sürülen düşüncenin kanıtlanmasıdır.

b-      Kanıtlayıcı anlatımda düşüncenin kabullenilip benimsenmesini sağlamak, okuru ikna etmek için bazı ifadeler aralıklarla tekrar edilir. Okuru düşünmeye sevk edici sorular sorulur.

c-       Kanıtlayıcı anlatımda ifadeyi güçlendirmek için örnekleme, tanık gösterme, bilimsel verilerden yararlanma vb. gibi düşünceyi geliştirme yollarından yararlanılır.

d-      Dil göndergesel ve alıcıyı harekete geçirme işlevlerinde kullanılır.

e-      Kanıtlayıcı anlatımda ifadeler, okur kitlesinin yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi vb. gibi özellikleri dikkate alınarak şekillendirilir.

f-        Kanıtlayıcı anlatımda açıklama önemli bir yer tutar.

Kanıtlayıcı anlatım ile ilgili terim ve kavramlar: (Motifler)

a-      İkna

b-      Kabul

c-       İnandırma

d-      Benimsetme

Metin Örnekleri:

“Neden klasik şiirimiz unutulmaya yüz tuttu. Bir milleti var eden onun tarihi değil midir? Bir İngiliz genci kendisinden yüzyıllar önce yaşamış ecdadının aynı dil ile yazılmış bir eserini rahat rahat okuyabiliyor iken biz neden bir Nedim’in ya da Şeyh Galip’in eserlerini okuyamıyoruz. Ne demiş Oktay Sinanoğlu “ Dil giderse Türkiye gider.” Halbuki bizi var eden geçmişimizdir. Eski edebiyatımız tükenmez bir hazinedir. Gayret edip üç beş kelime öğrensek eski edebiyatımızın tadına varacağız, köklerimiz yerine oturacak, benliğimize bizi biz yapan değerlerimize döneceğiz. Eski dilimiz ile yeni dilimizi harmanlar isek zengin ve eşsiz bir edebiyat oluşturabiliriz. ”

Ayrıca bakınız zarf ve çeşitleri...