Geleceğe dair varsayımları ve çıkarımları belirtmek, olması muhtemel olay, olgu ya da durumları irdelemek maksadı ile dilin ütopik ifadelerle yüklü kullanımı neticesinde ortaya çıkan anlatım türüne denir. Bu anlatımda olmuş değil olacak, gerçekleşecek olay, olgu ve durumlardan bahsedilir. Anlaşılacağı üzere dilde “-acak, -ecek” ifadeleri yer alır.
Gelecekten söz eden anlatım nerelerde kullanılır?
Bu anlatım türü günümüzde daha çok roman türünde kullanılmaktadır. (Örnek: George Orwell “1984” romanı)
a- Roman
b- Hikaye
c- Tiyatro
d- Masal
e- Şiir
Türlerinde gelecekten söz eden anlatım; anlatıma renk, canlılık katmak maksatları ile kullanılmıştır.
Gelecekten söz eden anlatımın özellikleri nelerdir?
a-Gelecekten söz eden anlatımda amaç okuru gerçekleşmesi muhtemel olaylar üzerinde düşündürmek, hayal gücünü canlı tutmaktır.
b-Bu anlatımda varsayım ve çıkarımlar kullanılır.
c-Bu anlatım ile okurun zihninde kurgulanmış bir hayali dünya yaratılır.
d-Bu anlatımda kişi, yer, zaman, olay unsurları gerçekler ile bağlantılı; fakat hayali unsurlardır.
e-Bu anlatımda gelecek kavramı sınırsızdır. Çok yakın bir gelecek ya da çok uzak bir gelecek anlatıma konu edilebilir.
f-Dil heyecana bağlı işlevinde kullanılır.
g-Şartlı ve bağlı ifadelere yer verilir. Dolayısı ile edat ve bağlaçlar kullanılır.
Gelecekten söz eden anlatım ile ilgili terim ve kavramlar:
a- Ütopya: Mükemmel olarak tasarlanan devlet şekli.
b- Göreceli Zaman: Zamanın kişinin ruh haline göre değişmesi.
c- Kurmaca: Zihinde oluşturulan yapay olay, olgu ya da durumlar.
Metin Örnekleri:
“Winston konuşabilecek kadar kendine gelmişti.
"Bunu yapamazsınız!" dedi, zayıf bir sesle.
"Ne demek istiyorsun, Winston?"
"Betimlediğiniz dünyayı yaratamazsınız. Bu bir düş. Olanaksız."
"Neden?"
"Korku, nefret ve kötülük üstüne bir uygarlık kurmak olanaksızdır. Yaşamaz."
"Neden?"
"Yaşayamaz. Parçalanır. Kendi kendini yok eder."
"Saçma. Nefretin sevgiden daha yorucu olduğu izlenimi var kafanda. Neden öyle olsun ki? Olsa bile ne fark eder? Diyelim ki biz daha çabuk yıpranıp daha çabuk tükenmeyi yeğliyoruz. Diyelim ki insan yaşam temposunu öylesine hızlandırdı ki otuzuna gelen herkes yaşlılık bunamasına girecek duruma geliyor. Ne fark edecek ki? Bireyin ölümü son değildir. Parti ölümsüzdür!"