BİYOGRAFİ TÜRÜ VE ÖZELLİKLERİ

Türlü sanat ve meslek dallarında ün yapmış kişilerin yaşamlarının toplum açısından değeri olan yanlarını, bunların yaptıkları işleri ve meydana getirdikleri yapıtları genel çizgileriyle toplu olarak anlatan yazılara biyografi, ya da yaşamöyküsü denir.

Biyografi, belgelere ve örneklere dayanılarak yazılır. Küçük çapta olanlar, bu bakımdan, makale niteliğinde görünürler. Büyük çapta yazılanlar, büroşür ve kitap niteliğinde olur.

Biyografiler, ünlü kişileri tanımamızı, onların yaptıkları işler ve meydana getirdikleri yapıtlar hakkında kesin bilgilere sahip olmamızı sağlarlar. Aynı zamanda bu tür yazılar, sanat ve meslek tarihlerine kaynak olurlar.

Bir kimse kendi kendinin biyografisini yazarsa, o zaman bu yazı, otobiyografi adını alır. Bkz. Otobiyografi!!!

Biyografi yazanın, şu noktaları göz önünde tutması gerekir:

Biyografi nasıl yazılır:

1- Biyografiye konu olacak kimse, tüm toplumun, ya da bir meslek, bilim ve sanat dalının saygı, ilgi duyduğu biri olmalıdır.

2- Biyografisi yazılacak kimse hakkındaki bilgiler, sağsa kendisinden; değilse onun yakınlarından ve onu yakından tanıyanlardan; onun hakkında yayımlanmış yazılardan ve - varsa - kendisinin anı ve notlarından, yapıtlarından toplanmalıdır.

3- Biyografilerde, belge dışı rivayetlere ve tartışma konusu olacak yakıştırmalara yer verilmemelidir.

4- Biyografiyi yazan, özel bağların ve duygusallığın etkisinde kalmamalı, elden geldiğince tarafsız olmalıdır.

5- Biyografiyi yazan yazarın çalışmalarına, bilimsel metot önderlik etmelidir.

Eskiden, bizim edebiyatımızda, biyografiye tercüme-i hal derlerdi. Özellikle Divan Edebiyatımızdaki şuara tezkireleri, sırf şairlerin yaşamlarını anlatan birer biyografi niteliğinde görünürler.

Yaşamöyküsü yazma birtakım ön çalışmalar yapmayı gerektirir. Yaşamöyküsünü yazacağımız kişiyle ilgili belgeleri, kaynakları devşirip bunları bilgi topluma bu tür yazımının İlk adımıdır. Yaşamöyküsü yazılacak kişiyi tanıyan, bilen kişilerle konuşma, onun yetiştiği ortamı oluşturan koşulları tanıma da zorunludur. Çünkü salt birtakım bilgileri alt alta sıralama değildir yaşamöyküsü. Bunları birbiriyle kaynaştırıp yaşamı o kişiyi bütün yönleriyle tanıtmadır. Anlatıma düş gücü karışmaz, gerçeklere sıkı sıkıya bağlı kalınır.

Bunları şöylece de sıralayabiliriz:

1-  Yaşamöyküsü anlatılacak kişinin çocukluk yılları. Nerede, ne zaman doğmuştur? Çocukluğu nasıl bir ortam içinde geçmiştir?

2-Nasıl bir öğrenim görmüştür? Yetişimini etkileyen başlıca etkenler nelerdir?

3- Seçtiği meslek ve meslekteki gelişimi hangi aşamalardan geçmiştir?

4-Kişiliği, huy ve davranış özellikleri nelerdir? İlgileri, çevresindekilerle ilişkileri...

5-Yaptıkları ve gerçekleştirdikleri nelerdir? Hangi yapıtlar ne gibi işler gerçekleştirmiştir? Toplumsal yaşamdaki önemi ve değeri nereden gelmektedir?

Soru yolu ile sıraladığımız bu noktalar iyi yazılmış bir yaşamöyküsünde ele alınır. Öyküleyici bir anlatım biçimi içerisinde işlenir.

Biyografi Türleri:

Biyografilerin de kendi içinde türleri vardır:

Antoloji ve ansiklopedilerde yer alan ünlü kişilerin ya da sanatçıların yaşamının klasik bir biçim de kabaca çizgilerle anlatılmasına klasik biyografi; bir kimseyi çevresi, gördüğü işler, özel yaşamı ve yapıtlarıyla kendi çağı içinde ayrıntılı olarak ele alan biyografilere anlatım biçimine göre monografi ya da biyografik romandenir. Bir de yazarının, kendi yaşamını konu aldığı yapıtlar vardır. Bunlara otobiyografi (özyaşam öyküsü) denilir.

Türk edebiyatında, özellikle Cumhuriyetken sonra yetişen öykü ve roman yazarlarının otobiyografiden çokça yararlandıkları görülür. Bunların başında Muzaffer Buyrukçu, Tarık Dursun K, Leyla Erbil, Füruzan ve Kerim Korcan gelir.

Eski Edebiyatımızda Biyografi Türünde Eserler:

Tarikat uluların yaşamını konu alan menâkıblar birer biyografi sayılabilirler. Eski tarihlerin çoğu (vekayinâme) da biyografik bilgiler içerir. Tezkire, hadîka, devha, sefire, tuhfe, vefeyât, siciligibi adlar verilen bu yapıtlar, Türk edebiyatı tarihinin en önemli biyografik nitelikli yapıtları arasındadır.