Klasik Türk Tiyatrosu

Tiyatro Geleneği

Eski Türk Tiyatrosu

Geleneksel Türk Tiyatrosu iki başlıkta ele alınır:

1- Geleneksel tiyatro; 2- Batı tarzı tiyatro

1-      Geleneksel Tiyatro

Geleneksel Türk Tiyatrosu çok eski dönemlere dayanmaktadır. Tarih içinde oyunların artması ile farklı türler ortaya çıkmıştır. Bunlardan en çok bilinenleri şunlardır: Karagöz, Ortaoyunu, Meddah ve Köy Seyirlik Oyunları.

a-         Karagöz ile Hacivat

Mum ışığı ile aydınlatılmış bir perdeye tasvir denilen deriden yapılma temsili karakterlerin çubuklar yardımıyla getirilip gölgelerinin yansıtılması yolu ile oynatılan oyunlara karagöz oyunu denir. Bu sebeple karagöz oyunları “gölge oyunu” olarak adlandırılmıştır. Eski dilde bu anlamda “hayal-i zıll” (gölge hayaller) tabiri kullanılmıştır. Oyun temsilleri çok çeşitlidir. Hayvanlar, insanlar, bitki ve eşyaların tasviri çıkarılarak oyunlarda bu karakterler kullanılmıştır.

Gölge oyunu tarihin birçok döneminde farklı milletlerce kullanılmıştır. Mısır’da, Hindistan’da gölge oyununun izleri görülür. Oyunun ilkin Çin’de ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Gölge oyununun Anadolu coğrafyasında ilk ne zaman görüldüğü hakkında çeşitli rivayetler vardır. Bu konuda Evliya Çelebi ilk gölge oyununun Anadolu Selçuklu hükümdarı Alaeddin zamanında (XIII. yy.) görüldüğünü belirtmiştir. Bu konudaki en yaygın rivayet Karagöz ve Hacivat’ın Osmanlı’da Sultan Orhan zamanında yaşamış gerçek kişiler olduğudur. Bu rivayette Sultan Orhan sefere girerken Bursa’ya şehre bir cami yapılmasını emir buyurur. Karagöz ve Hacivat bu caminin yapımında çalışan iki işçidir. Bunların iş esnasında aralarındaki konuşmalar, sürtüşmeler halka komik gelmiş, diğer işçilerin sürekli bu atışmaları dinlemesi sonucu cami yapımı yavaşlamış. Seferden dönen Sultan Orhan caminin bitirilemediğini görünce kızmış ve olayın müsebbibi olarak bu iki kahramanı ölüm ile cezalandırmıştır. Sonrasında bu hüküm yüzünden pişman olan padişah kahramanların anısını canlı tutmak için Şeyh Küşteri isimli bir sanatçıyı görevlendirmiştir.

Şeyh Küşteri, karagöz oyunlarının ilk oynatıcısı olarak bilinir. Bu nedenle karagöz oyunlarının piri olarak adlandırılır. Yine bu sebeplerle karagöz oyunlarının oynandığı alana “Küşteri Meydanı” da denilmektedir.

Karagöz ile Hacivat Oyununun Özellikleri

1-         Karagöz oyunları doğum, evlenme, sünnet gibi törenlerde ve çeşitli şenliklerde oynanmıştır.

2-         Karagöz oyunlarının oynatıcısına hayalci denir.

3-         Karagöz oyunları çoğunlukla ramazan aylarında oynanır. Tümü 28 oyundan ibarettir. İlgili ay boyunca akşamları oynanan oyun sadece Kadir Gecesinde oynanmaz.

4-         Karagöz oyunlarında konu günlük hayattan alınır.

5-         Oyunlar doğaçlamadır(tuluat). Oyunların belli bir metni bulunmaz.

6-         Tüm tasvirler tek bir kişi tarafından canlandırılır. Hayalciler, tüm kahramanları canlandıran taklit yeteneği güçlü kişilerdir.

7-         Oyunlarda dil sadedir. Halkın konuşma biçimlerine yer verilir.

8-         Yakın tarihte tanınmış hayalcilerin en tanınmışı Hayalci Küçük Ali’dir.

9-         Karagöz oyunlarında birden çok karakter bulunur. Bunlardan Karagöz ile Hacivat asıl kişilerdir. Bunların dışında Altı Kulaç Beberuhi (tıknaz, cüce, patavatsız), Çelebi (zengin, züppe, mirasyedi), Matiz (ayyaş, zenne), Tuzsuz Deli Bekir (zorba, kabadayı), Efe (kabadayı), Kasta monulu (oduncu), Bolulu (ahçı), Kayserili (pastırmacı), Rumelili (gürüşci, arabacı), Laz (kalaycı, kayıkçı), Kürt (hamal, bekçi), Arnavut, (bozacı, bahçıvan), Acem (tüccar, zengin), Ak Arap (dilenci, kahve dövücüsü), Zenci Arap (köle, lala), Yahudi (sarraf, antikacı), Ermeni (ayvaz, külhan), Frenk ve Rum (tüccar, doktor, meyhaneci) tipleri de bulunur.

10-    Oyunda karagöz: Okumamış, cahil, kaba saba, patavatsız, saf, gürültücü ve kavgacı insanı; Hacivat ise bilgili, kültürlü, nazik, kendini beğenmiş insanı temsil eder.

11-    Karagöz oyunlarında komedi karşılıklı yanlış anlaşılmalara, cehalete, kavgaya dayandırılır.

Karagöz Oyununun Bölümleri

Karagöz oyunları dört bölümden oluşur:

Mukaddime: Oyunun ilk bölümüdür. Hacivat perdeye gelerek bir gazel okur. “Yar bana bir eğlence medet.” İfadesi ile Karagöz’ü ortaya çağırır.

Muhavere:Perdeye gelen Karagöz ile Hacivat’ın havadan sudan konuşmalarının sunulduğu bölümdür. İki kahraman atışır; Kavga eder.

Fasıl:Oyunun esas bölümüdür. Bu bölümde konu işlenmeye başlar. Olaylar anlatılır. Çoğu oyun bu bölümde işlenen konunun ismi ile anılmıştır. Hamam, Kanlı Kavak, Kanlı Nigâr, Abdal Bekçi, Bahçe, Çeşme, Kayık, Salıncak, Ters Evlenme, Tımarhane, Yalova Saf ası, Yazıcı, vb.

Bitiş:Oyun “Sürç-i lisan ettik ise affola.” İfadesi ile bitirilir.

b- Ortaoyunu

Mahalle kahvesi, köy meydanı, dükkan önü gibi her yanı seyirci ile çevirili bir alanda oynanan doğaçlama oyunlara ortaoyunu denir. Konu çoğu kez o anda belirlenir. Oyuncular ortamın havasına göre oyunu yönlendirir. Oyun çalgı, raks, şarkı gibi unsurlarla zenginleştirilir.

Ortaoyunu bir nevi karagöz oyunlarının gerçek sahne ve gerçek oyuncular ile oynanmış halidir. Zira birçok yönden karagöz ile ortaoyunu birbirine benzemektedir.

Karagöz ile ortaoyununun farkı ve benzerlikleri

1-      Her iki oyunda doğaçlamadır.

2-      İki oyunda da dil sadedir.

3-      Kahramanlar kişilik özellikleri yönü ile birbirine benzer(Karagöz = Kavuklu; Hacivat = Pişekar).

4-      Oyunlar sahne yönü ile ayrılır. Karagözün gerçek bir sahnesi yoktur.

5-      Konular günlük hayattan alınır.

Ortaoyununun ilkin 18. Yy’da ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu tarihlerde kol oyunu, meydan oyunu gibi isimlerle anılır.

Ortaoyununun Özellikleri

1-         Ortaoyunu ortada oynanan oyun anlamında kullanılmıştır.

2-         Oyunun oynandığı alana “palanga”; seyirci ile oyuncuları birbirinden ayıran bezsiz paravana “yenidünya”; iş yerine çeşitli dekora “dükkan” denilir. Bunların dışında alanda tezgah ve birkaç hazır ve iskemle bulunur.

3-         Dil sadededir.

4-         Oyun doğaçlama oynanır. Yazılı metin bulunmaz.

5-         Ortaoyununda Pişekar ile Kavuklu esas kişilerdir. Pişekar okumuş, bilgili, kültürlü, aydın insanı; kavuklu ise, cahil, gün görmemiş, acemi, patavatsız insanı temsil eder. Oyunun diğer kahramanları karagöz oyunundakiler ile aynıdır.

Ortaoyununun Bölümleri

Ortaoyunu iki ana bölümden oluşur:

Bu bölümler karagöz oyunu ile benzerlik gösterir.

Muhavere:Bu bölümde Pişekar ile kavuklu belirlenen bir konu üzerinde konuşur. Kavuklu bir tekerleme ile hayali bir olayı kendisi yaşamış gibi anlatır. Pişekar söylenenlere inanır. Ciddi bir eda ile dinler. Sonunda hepsinin bir rüya olduğu anlaşılır. Bu bölümün esas amacı söz hünerlerini sergilemektir. Her iki kahraman da dilbazlık yapar. Bu bölümün esas oyunla bir bağlantısı yoktur; fakat bu bölüm ne kadar zengin ve güzel olursa oyun o derece başarılı olur.

Fasıl:Ortaoyununda oyunun esas bölümüdür. Olaylar bu bölümde sergilenir.

c- Meddah

Tek kişilik tiyatro oyunlarına eski dilde meddah denir. Meddah ifadesi güzel söz söyleyen anlamında kullanılır. Meddahlık geleneği tarihte çok eski dönemlere dayanmaktadır. Hünerli söz söylemek derin bir kültür birikimi, dil ve diksiyon becerisi gerektirir. Meddahlar hünerli, aydın insanlardır.

Meddah oyunlarının özellikleri

1-         Meddah oyunlarında asıl oyuncu tek başına sahneye çıkar ve oyunu yürütür.

2-         Meddah oyunlarında oyuncu çeşitli taklitler yaparak ve hikayeler anlatarak halkı bazen güldürür bazen de düşündürür. Hikayelerin çoğunluğu komiktir. Köyden şehre gelen insanın acemilikleri meddahlarca işlenen en önemli konudur.

3-         Meddah taklitler yaparken baston, mendil, tespih, iskemle gibi aletler kullanır.

4-         Meddah yöresel şive taklitlerinden yararlanır.

5-         Oyunlar doğaçlamadır.

6-         Sahne olarak yüksekçe bir yer kullanılır. Dekor bulunmaz.

7-         Günümüzde meddahlık “Stand Up” olarak adlandırılır.

Meddah Geleneği(Kavuk Geleneği)

Meddahı sıradan bir hikaye anlatıcısından ayıran en önemli fark meddahın anlatımlarında taklitten yararlanmasıdır. Meddahlar o kadar ustalıkla taklitler yapar ki neticede bu gelenek tiyatro içinde değerlendirilmiştir. Öyle ki zaman içinde meddahlık eğitim gerektiren bir sanat halini almıştır. Böylelikle usta meddah bu uğraşı bırakınca taşıdığı kavuğu kendisi gibi başarılı bir başka tiyatrocuya, meddaha, devretmeye başlamış, süregelen bu davranış zamanla kavuk geleneğinin doğmasını sağlamıştır. Edebiyatımızda yakın tarihte en tanınmış meddah İsmail Dümbüllü, kavuğunu Usta tiyatro sanatçısı Ferhan Şensoy’a devretmiştir.

d- Köy Seyirlik Oyunları

Düğün, bayram, baharın gelişi, bağ bozumu gibi önemli gün ve tarihlerde oynanan belli kültür, örf, adet ve gelenek unsurlarının birer yansıması sayılan yöresel oyunlardır. Bu oyunlara birer kültür hazinesidir. Çoğunda en eski dönemlerde yaşayış ve inancın izleri görülür.

Özellikleri:

1-         Oyun köy, yöre halkından acemi oyuncular tarafından yürütülür.

2-         Oyunlar konu yönünden sabittir; fakat doğaçlama oynanır.

3-         Bazı oyunlar güç ve dayanıklılığı ölçmeye yöneliktir.

4-         Geleneksel oyunlarımızda olduğu gibi çoğu oyun gülmeceye dayanır.

5-         Oyunlar köy meydanı, köy odası gibi yerlerde oynanır.

6-         Dekor bulunmaz; fakat kostüme yer verilir.

7-         Kadınlar oyunlarda yer almaz.

8-         Konu günlük hayattan alınır.

Batılı Anlamda İlk Oyunlar

İlk modern tiyatro örnekleri Tanzimat döneminde görülür. Bu dönemde Batı tiyatrosu çeviriler yoluyla tanınmıştır. İlk yerli ürünlerde Geleneksel tiyatromuz ile Batı tiyatrosu özdeştirilmiştir. Şinasi Efendi’nin Şair Evlenmesi adlı eseri ilk modern tiyatro denemesi olarak karşımıza çıkar. Şinasi bu eserde geleneksel tipleri kullanır. Dönemin önemli sosyal problemlerinden olan görücü usulü evliliği işler. Geleneksel tiyatromuzda olduğu gibi ilk ürünler komedi türündedir.

İlk çeviriler Moliere’den yapılmıştır. Ahmet Vefik Paşa dönemin en önemli tiyatro adamıdır. Tiyatro türünün gelişip yaygınlaşması için büyük çaba harcamıştır. Dönemin en önemli tiyatro yazarı Namık Kemal’dir. İlk tiyatro eseri olan Vatan Yahut Silistre ile büyük beğeni toplamıştır.

Abdülhak Hamit Tarhan dönemin önemli tiyatro yazarlarındandır. Eserlerinin çoğu okunmak için yazılmıştır.

Tiyatro türünde eser verenlerin bazıları şunlardır: Teodor Kasap, Ali Bey, Feraizcizade Mehmet Şakir, vb. dir.

Tiyatro türü esas önemli gelişmeyi Cumhuriyet döneminde gösterir. Batılı anlamda ilk örnekler bu dönemde görülmeye başlar. Bu dönemin önemli tiyatro yazarlarından bazıları ise şunlardır: Faruk Nafiz Çamlıbel, Nâzım Hikmet, Necip Fazıl Kısakürek, Reşat Nuri Güntekin, Müsahipzâde Celâl, Vedat Nedim Tör, Ahmet Kutsi Tecer, Sermet Çağan, Güngör Dilmen, Oktay Rıfat, Haldun Taner, Turgut Özakman, vb.

Diğer tiyatro yazarları için bakınız